Sabrın sonu...

Merhaba, Geçim derdinden her zaman şikayet eden olmuştur ama; Türkiye'de hayat, son dönemdeki kadar hiç zorlaşmamıştı. "Bu müzmin hastalıktan kurtulmak için acı ilacı son defa içmek" adına, uzun süredir çekilen sıkıntıların yine boşa gittiğini görmek, insanların dayanma gücünü de alıp götürüyor. Ek vergi derdi Günlük hayata, yüzde 100 civarında yansıyan, 'dalgalı devalüasyon' darbesinden sonra tekrar kendine gelmeye çalışan dar gelirlinin her gayreti, yeni bir 'zam tekmesi' ile sonuçsuz kalıyor. 'Bardağı taşıran damla'lar gibi peş peşe 'yağan' zamlar, vatandaşı çileden çıkarıyor. İğneden ipliğe her şeyin fiyatını otomatik olarak artırmanın en 'isabetli(!)' yolu olan akaryakıt/LPG zamları, peşinden köprü ve otoyol ücretlerinde yapılan yüzde 200'lük 'ayarlama'lar gerçekten sabrı taşırdı. Alelacele devreye sokulan ek vergiler ise, bu yükü tamamen çekilmez bir hale getirdi. Şaşırtan haber Topluma ve olaylara bir 'ayna' olma gayretlerimizin gereği, bu acziyeti ve itiraz çığlıklarını, "Tepkiler durmuyor" başlığıyla manşetimize taşıdık. Bir 'ejderha' gibi yollarında duran köprü ve otoyol zamlarından 'adalet'e sığınan insanlara ve kriz çukurundan çıkmak için son takatini harcarken; ayağına bağlanan 'ek vergi taşları'yla tekrar uçuruma yuvarlanan küçük esnafın feryadına tercüman olmaya çalıştık. "Mutlaka bu çığlığı duyar ve bir çare bulurlar" düşüncesiyle Ankara'dan gelecek 'olumlu' bir haber beklerken, AA'dan gelen ve yeni felaketlerin kapıda olduğunu bildiren haberle şaşkınlığı yaşadık. Plânlananın üzerinde gerçekleştiği söylenen hububat fiyatları ve işçi ücretleri gibi; programda açılan her deliğin, vatandaşın cebinden alınacak harçlarla kapatılacağı belirtiliyor ve bu taahhüt, bir niyet mektubuyla "İMF'ye, zam sözü" olarak 'resmen' bildiriliyor. Oysa vatandaşın cebinin yıllardır delik olduğu kimsenin aklına gelmiyor. Yani; 'başka' bir ifade ile "Yaptığımız zamlar yapacaklarımızın teminatıdır" denilmek istenmiştir. Nitekim uyarı geldi... Burada önemli bir nokta daha dikkat çekmektedir. Ekonominin gereği olan zamların dışında vatandaşın omuzlarına yüklenen 'ek yükler'in, Ankara'dakilerin çekişmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Belki herkes; ülkeyi ve milleti daha iyi bir yere getirmek için gayret gösteriyor olabilir ama bir süre önce Tayland'ta dünyaya gelen 'Siyam Timsahları' gibi; direksiyondakiler var gücünü harcasa da, ayrı yollardan gitmeye çalıştıkları için 'otobüs'ün yerinden kıpırdaması mümkün olmamaktadır. Toplumdaki bu gerginliği, sayfalarımız kanalıyla yöneticilere yansıtmamız çok isabetli olmuştur. Nitekim, yaşanan krizin gittikçe uzaması ve toplumda onarılması zor yaralar açması "MGK'dan uyarı"ya sebep olmuş ve "Üst üste gelen zamlar, dar gelirliyi sosyal patlamanın eşiğine getirdi" denilmiştir. Bu arada Ecevit'in, "medya her MGK'dan sonra 'mutlaka görüşülmüştür.' düşüncesiyle peşin peşin haberleri sıralıyor ama örneğin bu MGK'da irticanın adı bile geçmedi." açıklaması da oldukça ilginçti. 'Altın' tesadüf... 'Basında güven'li bir gazete, Başbakan Ecevit'in masasından aldığını iddia ettiği bir raporu, önceki gün "Özel" logosu ve "Altın müjdesi" başlığıyla manşetinden yayınladı. Biz de, Osman Sağırlı arkadaşımızın hazırladığı bir haberi aynı gün tam sayfa yayınlamış ve, "Hopdediks'i kim kandırdı" diye sormuştuk... Biz, Başbakan'ın masasından rapor filan almadık ama tıpatıp aynı olan haberimizde ayrıca "durum buysa Bergamalı vatandaşlarımızı kimler kışkırtıyor" değerlendirmesini yapmıştık. Nitekim haberimiz üzerine yağan faksları da "Bergama'dan ses var" başlığıyla dün yayınlamış ve köylülerin, "bizi kışkırtıyorlar, Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor" dediklerini belirtmiştik. Tesadüfün bu kadarı da fazla... Yukarıda bahsettiğimiz gazete dün de birinci sayfasından, bizim için çok 'tanıdık' bir manşet kullanmış: "Hopdediks'i kim kandırdı?.." Mesajı aldık... Yayın hayatı boyunca; harfiyyen uyguladığımız meslek ilkelerinin yanında en fazla vicdani sorumluluk taşıyan gazeteyiz. Buna rağmen geçen hafta, habercilik heyecanından kaynaklanan 'teknik bir arıza' sebebiyle, sayfalarımızda görmeye alışık olmadığınız iki fotoğraf yayınlandı. Sizlerin tepkisiyle katmerlenen üzüntümüz; iki önemli sevinci de beraberinde getirdi. Birincisi, uyguladığımız prensiplerin ne kadar isabetli olduğu bu vesile ile bir kere daha pekişti. İkincisi de sizlerin; bizden birer parça olduğunuzu ve gerektiği zaman bizi ikaz edeceğinizi gördük ki, bir gazete için bu, en büyük hazinedir. Nöbet değişimi Yaklaşık 15 yıl birlikte çalıştığımız Kenan Akın, Genel Yayın Müdürlüğü görevini, Doç. Dr. Resul İzmirli'ye devretti. Kendisinden 'çok şey' öğrendiğimiz Kenan ağabeye teşekkürlerimizi arzediyor, meslek hayatının bundan sonraki bölümünde de grafiğinin hep yükselmesini diliyoruz. Bu arada; başarının arkasındaki isim olan değerli eşi Türkan abla başta olmak üzere bütün aile fertlerine de mutlu ve uzun ömürler temenni ediyoruz. Akademisyenlik ve İzmir Fuarı Müdürlüğü'nden başlayıp TGRT Genel Müdürlüğü ve İhlas Holding üst düzey yöneticiliğiyle devam eden, İDEM ile başarılı yöneticiliğin 'dersini veren' sayın Resul İzmirli, dopdolu geçmişin bütün birikimini şimdi Türkiye için seferber edecek. Genel Yayın Müdürlüğü görevine başlayan Resul ağabeye, "Aramıza hoş geldiniz" diyor ve bütün arkadaşlarımız adına başarılar diliyoruz. Bizden Haberler * Genel Yayın Müdürümüz Resul İzmirli, görevi devraldığı günün akşamı da ilk erkek torunu ile tanıştı. İzmirli ve Ekinci ailelerini kutlar, 'delikanlı'ya uzun ömürler dileriz. * Yazıişleri elemanlarımızdan Mehmet Ünal'ın annesi ve Necmettin Öksüz'ün, elim bir trafik kazası geçiren yengesi vefat etti. İstanbul'da defnedilen Zeynep Ünal teyzeye Adıyaman'da defnedilen Güldane hanıma rahmet diler, Ünal ve Öksüz ailelerine taziyelerimizi bildiririz. * Dış Haberler Servisimiz'den Yahya Erkılıçoğlu, Reklam Servisimiz'den Şerife Kerem ile nişanlandı. En kısa zamanda tamamına ermesi temennisiyle iki arkadaşımızı da tebrik ederiz. * Yazıişleri'nden Ömer Faruk Birpınar arkadaşımız da Nigar kardeşimizle hayatını birleştirdi. Tebrik eder, mutluluklar dileriz.