Sevinmeyi de üzülmeyi de beceremiyoruz

Merhaba, 30 Temmuz'da 449 milletvekilinin oyuyla alınan erken seçim kararının üzerinden tam 40 gün geçti. Milletin sandık başına gitmesine 2 aydan az bir zaman kaldı. Bir türlü sonuç vermeyen "ittifak" telaşından sonra partilerin genel merkezlerine şimdi de "liste ateşi" düştü. Çarşamba günü YSK'ya teslim edilecek milletvekili aday listelerinin partilerde nasıl bir depreme yol açacağı merakla bekleniyor. Çünkü "küskün"lerin sayısının çok olması seçimin akıbetini de doğrudan ilgilendiriyor. Ancak partilerde yaşanan bu heyecanın seçimde "ana unsur" olması gereken seçmen cephesinde ne kadar hissedildiği tartışma konusudur. Ne yapsın vatandaş!.. Bir hafta sonra okullar açılacak. Onun aklında kayıt parası var. Onun aklında kıyafet parası var. Onun aklında çanta parası, kitap parası, defter parası var... Yani onun aklı "seçim"de değil "geçim"de. Hal böyle olunca, gazetelerin manşetleri de bir türlü siyasete ısınamıyor. Geçen hafta bizim manşetlerimiz de genellikle siyasetin dışında kaldı, ama gündem belirleyen haberler oldu. Övünmek gibi olmasın, "AB yan çiziyor", "SSK'lıya şok" gibi manşetlerimiz, birkaç gün ülke gündeminde kaldı. TV kanallarında, tartışma programlarının ana konusu oldu. Bu haberlerdeki başarılı çalışmaları dolayısıyla, Ankara Haber Merkezi'ndeki arkadaşlarımıza teşekkür etmeyi de unutmuyoruz.  Geçen hafta, medyadaki çarpıklığı gözler önüne seren rahatsız edici bir gelişmeye de satırbaşı açmak istiyoruz. Amerika'da dün sona eren Dünya Basketbol Şampiyonası finallerine "12 dev adam" şarkılarıyla uğurladığımız basketbolcularımız umulduğu kadar başarılı olamayınca, ne "cüce"likleri kaldı, ne de "beceriksiz"likleri... Ama, Yugoslavya maçından sonra atılan bir manşet vardı ki, görünce kulaklarımıza kadar kızardık: "12 dev madam!"... Yani sevinmesini de, üzülmesini de öğrenemedik bir türlü... Bizden haberler Ekonomi servisimizin başarılı redaktörü Zafer Enes Demiray, geçen hafta Aslıhan Küçük'le hayatını birleştirdi. Ailesinin, evleneceğinden ümit kesmeye başladığı bir dönemde Enes'i nikâh masasına çekmeyi başaran gelini ve tabii arkadaşımızı tebrik eder, bir yastıkta kocamalarını dileriz.