Sürü psikolojisi...

A -
A +

Merhaba, Geçenlerde havuzumuza bir haber düştü... Bir araçtan ürken koyunlardan biri aniden karşısına çıkan uçuruma yuvarlanınca diğerleri de onun peşinden sırayla uçuruma atlamış ve bütün sürü telef olmuştu. Demek ki, Devlet Bakanımız Sayın Şahin'in; Fenerbahçe için zikretmesiyle son günlerde itibar tazeleyen "Sürüden ayrılanı kurt kapar" atasözümüz her zaman isabet kaydedemiyor. Bilakis bazan 'sürü'den ayrılmak gerekiyor... Bu 'sürü' muhabbeti, bizim medyanın durumunu düşünürken aklıma geldi. "Ne alaka?.." diyeceksiniz ama şöyle izah edeyim: Bazan bir bakarsınız, hiçbir 'haber' değeri taşımamasına rağmen, 'boş teneke' gibi fazla gürültü çıkaracak sıradan bir konu, birkaç koldan taarruz ederek medyayı teslim alıverir. Günün tek hakimi durumuna geçen bu 'sanal fırtına' asıl gündem maddelerini önüne katar ve taa 'Kafdağı'nın ardına atar. Tamamen sıradan... Öyle değil mi?.. Alın size yeni bir 'sanal sendrom' örneği: Bir rektörün kanun dışı hiçbir fiiliyatı olamaz mı, veya mahkemenin işi zaten suçun sabit olup olmadığını araştırmak değil mi? Öte yandan, dünyadaki 'tek mağdur' haline getirdiğiniz kişi düşünce suçundan yargılanan ilk sanık mı? O halde, şu iki dava neden aylardır içeride ve dışarıda Türkiye'nin tek gündemi haline getirildi... *** Her fırsatta tekrarladığınız 'hukukun üstünlüğü' ve 'bağımsız yargı' hassasiyetinize ne oldu?.. Ve bu nasıl bir ölçüdür ki, kurulduğu günden beri 'yapısal reformlar'la uğraşan ve ilgili yargıçlara en küçük bir telkinde bulunduğunu ispat edemediğiniz hükümet yargıya müdahale ediyor, siz Avrupa'yı Türkiye'ye, Türkiye'yi Van'a, topluyorsunuz ve hakimlere, "Kariyerinizi düşünerek karar verin" diyorsunuz ama yine de yargıya etki etmiş olmuyorsunuz!.. Kötü rekabette yokuz Bu işgalin mimarı olan birkaç medya yöneticisi ile tek tek görüştüğünüz zaman her birinin, bir bardak suda koparılan bu fırtınanın haber değeri olmadığını kabul ettiğini, 'güçlü ekonomi, yabancı yatırım, siyasi istikrar...' gibi konularda aynen sizin gibi düşündüğünü görürsünüz. Ama, ertesi gün gazeteleri yine "eski hamam-eski tas"la çıkar. İşte 'sürü psikolojisi...' "Filan gazete bu haberi büyütür, biz ondan geri kalmayalım" düşüncesi, her zaman kırılma noktası olmaktadır. Bizim ekibin gün içinde en çok tekrarladığı sözlerden biri, "Yarın bu konuyu büyütürler" sözüdür ve çoğunlukla da tutar. Ama o 'konu', gerçekten bir 'haber' değilse biz asla büyütmeyiz. Zira biz, uçuruma giden sürüyü asla takip etmeyiz. *** İyi haftalar... Bizden haberler * Medya Grup Başkanlığı'ndan Müessese Müdürlüğü'ne, Genel Yayın Müdürlüğü'nden Başyazarlığa kadar birçok noktada yöneticiliğimizi yapan ve küçüklüğünden beri 'öksüz'lüğün dayanılmaz yükünü taşıyan yazarımız İsmail Kapan, 'anne yarısı' olan teyzesini de ahirete uğurladı. İstanbul'da defnedilen merhume Ğazal Gerçin hanımefendiye Allah'tan rahmet diliyor, İsmail ağabeye ve diğer yakınlarına taziyelerimizi arz ediyoruz. * Hizmetlerimizin bir parçası haline gelen Ahmet ve Vedat Kızıl ile İsmail Yıldırım'ın anneannesi, Osman Kızıl'ın ise kayın validesi olan ve uzun zamandır rahatsızlık çeken "Hatice Anne" vefat etti. Herkesin çok sevdiği Hatice Anne'yi Allahü tealanın da bol ihsanlarla karşıladığını ümid ediyor, yakınlarına ve bütün İhlas ailesine baş sağlığı diliyoruz. * Samsun Bölge Reklam Müdürümüz İsmet Aktaş'ın kayın pederi, Reklam Danışmanımız Hüseyin Çakıroğlu'nun babası Şemsettin Çakıroğlu vefat etti ve Samsun'da defnedildi. Merhuma Allah'tan rahmet, arkadaşlarımıza uzun ömürler temenni ediyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.