Wolfowitz'in gelişi...

A -
A +

Merhaba, ABD Savunma ve Dışişleri Bakan Yardımcılarının Türkiye ile ilgili açıklamaları geçen haftanın konusu oldu. Wolfowitz ve Grossman'ın 'sivri' beyanları kadar, Türk gazeteciler M. Ali Birand ile Cengiz Çandar'ın 'niçin bu mülakatı yaptıkları' da tartışıldı. Biz 'usul'den ziyade muhteva ile ilgileneceğiz. Bombardımanın sürdüğü günlerde, Türkiye'nin 'vize' vermemesi üzerine Bağdat'a 'dolaşarak' girmek zorunda kalan ABD'nin bir gün mutlaka 'hesap' soracağını, yerli-yabancı birçok 'otorite' ifade etmişti. Hatta bazı ABD yöneticileri de bu durumun savaştan sonra 'değerlendirileceğini' açık açık söylemişti. Irak'ın yeniden inşasından kapacağımız payın hayaline kendimizi fazla kaptırmış olacağız ki, bu beyanları çabuk unutmuştuk... Sıra bize geldi... Nitekim, Irak savaşının 'resmen' sona erdiğinin açıklanmasından hemen sonra cereyan eden bazı gelişmeler, Türkiye'ye karşı hazırlanan 'eylem planı'nın ilk işaretleri gibiydi. Bilhassa, en hassas noktamız olan Kuzey Irak'ta cereyan eden gelişmeler dikkat çekiciydi. Bazı terörist faaliyetlere gösterilen müsamaha ve ABD'li 'vali'nin Türkiye'yi 'sinir etmek' istercesine yürüttüğü faaliyetler iki ülke arasındaki geleneksel dostluğa da, son dönemde varılan mutabakatlara da uymuyordu. Bu gelişmelerle; Washington'daki 'şahin'lerden gelen, "Irak'ın yeniden yapılanmasında Türkiye'ye yer verilmemeli" şeklindeki mesajları birlikte değerlendiren Yayın Kurulumuz, Ankara'ya çıkarılacak fatura için 'düğmeye basıldığı'na karar verdi ve 6 Mayıs Salı nüshamız, "ABD öç alıyor" manşetiyle çıktı. *** İşte Wolfowitz ve Grossman'ın ertesi gün yaptığı açıklamalar, anlayamayanlar için yüksek sesle 'tekrar'dan başka bir şey değildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.