Yeni zirve yeni ümit...

A -
A +

Merhaba, Türkiye, haftaya heyecanlı başladı... "Koalisyon liderlerinin hastahane odasında biraraya geleceği" açıklaması, kamuoyunda bazı beklentilerin doğmasına sebep olmuştu. Hatta toplantı saatinden bile anlamlı yorumlar çıkarılmıştı. "Koalisyonu veya en azından kabineyi yakından ilgilendiren bir karar alınacak olmalı ki, özellikle piyasaların kapanmasından sonra görüşüyorlar!.." Hani âdetir ya, pek kimseyi ilgilendirmez ama "geçen ay"ın enflasyon rakamları bile hep saat 16.00'dan sonra açıklanır... Aynen devam... Her şeye yeniden başlamak için 'yeni bir neden' arayanlar hayal kırıklığına uğradı. Çünkü zirve; beklenenin aksine, beklentileri bertaraf etmeye yönelik idi... Başka bir ifade ile "Ecevit bırakmadı" ve yapılan ortak açıklama ile "Kimse erken seçim beklemesin" mesajı verildi. Mevcut koalisyon, TBMM'nin çoğunluğunu oluşturuyorsa ve seçim kararı bu Meclis'ten çıkacaksa, ve de liderlerin ortak beyanı "Seçim vaktinde yapılacak" şeklindeyse tartışma bitmiş demektir. Hayır, "Tartışma bitmedi"... Başbakan rahatsızlandığı zaman, "Ecevit çok hasta" manşetimiz biraz 'abartılı' bulunmuştu ama, aradan tam 23 gün geçti ve henüz 'yürüme egzersizleri' yapma aşamasına gelebildi. Başbakan'ın bu günlerde taburcu olması bekleniyor ama hükümetin normal tempoya ne zaman kavuşacağı hâlâ belli değil. Bu boşluk devam ettiği sürece vekalet ve seçim tartışmaları da sürecektir. Hadi gayret... Hastanedeki toplantıdan tatmin olmayan kamuoyu şimdi dikkatlerini Köşk'te yapılacak Avrupa Zirvesi'ne çevirdi. AB bizim karşılıksız aşkımız... Ne kavuşabiliyor, ne de vazgeçebiliyoruz. Bu gidişle de bu müzmin nişandan kurtulmamız pek mümkün görünmüyor. AB'ye girmenin faydaları ve zararları bir tarafa, madem partilerin hemen hepsi bunu istiyor, 50 yıldır sonuç alınamayan 'yalvarma politikası'nı gözden geçirip, nihai hedefe yönelik değişiklik yapılmalıdır. Yani, yıllardır çaldığımız "Sana muhtacım" şarkısının; 'o'nu ulaşılmaz yapmaktan başka bir şeye yaramadığını görmeliyiz artık... Fazla naz bizi de usandırmalı, nihai hedefimizden vazgeçmesek bile yolu değiştirmeliyiz. Kürsülerden, "Hedef AB" diye bağırmakla Avrupa'ya gidilmiyor. Mesele sadece 'uyum'dan ibaret değildir. "Bütün şartları yerine getirsek bile müzakerenin başlayacağı belli değildir" gerçeği, en yetkili ağızlardan biri tarafından daha dün ifade edilmiştir. İşte, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in; AB konusunu bütün parti liderleriyle birlikte ele alacağını açıklaması, bundan sonra daha bilinçli politikalar uygulanabileceği ümidini doğurdu. Bakarsınız Çankaya tepesinden gelecek taze 'güç' bizi kısır döngüden kurtarıp, AB'ye giden daha 'kestirme' bir yola ulaştırabilir... *** Görüşmek üzere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.