İspanya-Hollanda Dünya Kupası Finali'ni, Belgrad'ta kaldığımız otelde Sayın Başbakan ile birlikte izleme fırsatı bulduk. Başbakan'ın gönlü İspanya'dan yanaydı. "İspanya, Medeniyetler İttifakı'nda bizimle birlikte eş başkan. Güzel futbol oynuyorlar, kupayı alırlar inşallah" dedi. Uzatmalarda gelen golle temennisi karşılanmış oldu. Maç boyunca ülkemizin önemli sorunlarıyla ilgili keyifli bir sohbet yaptık. Ülkenin en önemli sorunu olan terör ve terörle mücadelede Başbakan'ın kafası çok netleşmiş. Artan terör olayları nedeniyle Başbakan'ın mücadelenin güvenlik boyutuna ağırlık verdiğini, sorunun demokratik, ekonomik ve sosyal boyutlarını ikinci plana ittiğini söyleyenlere itiraz ediyor. Sınır karakolunda Mehmetçikleri ziyaretinin öyle bir algıya sebep olduğunu düşünüyor. Terörle mücadelenin güvenlik boyutunu icra eden kurumlara ve personele, psikolojik destek vermelerinin ve tüm ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanmasının gereğine işaret ediyor. Diğer yandan aynı zamanda ve aynı kararlılıkla terörün istismar ettiği tüm konularda, demokratik açılımdan tutun bölgenin ekonomik sorunlarının giderilmesine ve diplomatik alanda mücadeleye kadar birçok adım attıklarını ve atmaya devam edeceklerini belirtiyor. Siyasi parti liderlerine yapacağı ziyaretin ana gündem maddesinin terörle mücadele konusu olduğunu söylüyor. "AK Parti iktidarı olarak bu sorunun çözümü için güvenlik, demokratik haklar, ekonomik sorunlar dahil her alanda birçok adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz. Muhalefet liderlerine bunlara ilave olarak sizin de önerileriniz varsa söyleyin seve seve yapalım" önerisini götüreceğim diyor. Emin olun çok merak ediyorum. Ülkenin en can yakıcı bu sorunuyla ilgili siyasi malzeme yapmaktan başka somut ne önerdiniz? "Hükümet terörle mücadele konusunda başarısız" diyenlere sesleniyorum. Tribüne oynamayı bırakın, kan dökülüyor, gencecik fidanlar devriliyor. Bu konuyu iç siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçin. Başbakan ayan beyan "karnınızdan konuşmayı bırakın" diyor. Bu sorunun çözümü için ne öneriniz varsa açık seçik ortaya koyun, Başbakan'a deyin ki, "şunlar eksik!". Demokratik açılım kapsamına şunları da koyun, güvenlikle ilgili ilave şu tedbirleri alın. Ekonomik anlamda şu tedbirleri de devreye sokun. Başarısız demek sizi kurtarmaz. O zaman sorarlar, başarı için neler öneriyorsun diye? Sayın Başbakan, terörün dış desteğinin kesilmesi konusunda da kararlı. Avrupa'nın samimi olmayan tutumundan rahatsız. Irak ve Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetiminin işbirliğini de yeterli bulmuyor ama bu konudaki gelişmelerden umutlu. Yakında, "Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile tüm konuları tekrar masaya yatıracağını" söylüyor. MHP Lideri Bahçeli'den üç kez randevu talep ettiği halde olumlu cevap alamamış. MHP ve BDP'nin terörü iç siyaset malzemesi olarak kullandığını ve onlarla görüşmenin bu sorunun çözümüne bir yararı olmayacağını düşünüyor. Başbakan, referandumda Türkiye'nin sıçrama yapacağını söylüyor. Darbe anayasasından kısmen de olsa kurtulmak isteyen herkesi "evet" demeye davet ediyor. Muhalefetin referandum kampanyasında millete ne diyeceğini merak ettiğini söylüyor. Sırbistan dönüşü günü birlik bir Bulgaristan ziyaretinden sonra Başbakan tüm vaktini referanduma ve terörle mücadele konusuna ayıracak. 12 Eylül'e kadar gündemimiz referandum.