Sizi sadece FIFA kokartlı bir yardımcı hakem olarak biliyor ve tanıyordum.
Bugüne kadar kimseden de duymamıştım, akademik olarak ciddi bir kariyer sahibi olduğunuzu. Tebrik ediyorum, kutluyorum! Belki da faal hakem iken aynı zamanda profesör olan ilk kişisiniz!
Anlamadığım taraf şu; Prof. Dr. Abdullah Bora Özkara, gelir de MHK’nın altında çalışmaya nasıl razı olur?
Kuruldaki o insanların memuru olmayı nasıl kabul eder? “Prof. Dr.” ünvanıyla buna gerek var mıydı?
1) Akademik insanlar özgürdür. İşlerine kimse karışmaz. Şimdi siz 24 saat iş buyurulan bir görevi kabul ettiniz, bunun farkında mısınız?
2) Siz bu görevle rakipleriniz ya da rekabet içinde olduğunuz hakem arkadaşlarınızın bütün bilgilerine sahip olacaksınız? Sizce bu etik mi?
3) Görev yaptığınız üniversite ile ilişiğinizi kestiniz mi?
Cevap vermeyeceğinizi biliyorum! Ben bu soruların ve endişelerin kayıtlara geçmesini istiyorum!
Geçen hafta; bu sütunlarda “TFF’nin üç takımın lig maçlarını erteleyerek düğmeyi baştan yanlış iliklediğini” yazmıştım!
Şimdi UEFA’da play-off maçlarımız var! Yani çok daha önemli!
Jose Mourinho, bu defa erteleme istemiyor!
Başakşehir ligde 3. hafta için erteleme istiyor!
Şimdi; TFF’nin vereceği her karar tartışma konusu olacak!
1) Transfer yaparken, önce para konuşulur! Bonservis, maaş, ödeme planı...
2) MHK Genel Müdürü, 3 yıllık kontrat yapıyor!
3) Yabancı hakem eğitimcileriyle önce para konuşulur!
Profesyonel hayatta bunlar son derece normal ve gerekli.
Peki, hakemlere gelince; lig başladı, hiçbir rakam henüz net olarak belli değil.
Hâlbuki TFF Başkanı, bunu hakemleri tehdit ettiği konuşmasında net paylaşmalıydı.
Maaş, maç başı ücret ne olacak bilen yok! 54 hakemin kaç tanesi maaşlı ya da kaç tip maaş olacak bilen var mı?
Bir tane hakem kalkıp TFF ya da MHK Başkanı’na kalkıp soramaz; mobbingin benzersizi uygulanır.
Geçen sezon derbiden derbiye koşan Yasin Kol’un garanti maaşı yoktu, tek tük maç alan hakemlerin garanti maaşları vardı.
Çalışma barışında bunlar önemlidir.
Ancak bir hakemin hayatı sizin iki dudağınızın arasında olursa; hak, hukuk, emek konuşulamaz!
1) Bu hafta Kasımpaşa’nın iptal edilen golünde oyuncu topu görüntülere göre omzuyla alıyor. Hakem Alper Akarsu, “VAR’daki Erkan Engin’in uyarısıyla kola temas var” diye golü iptal etti. Hakem, kendisine itiraza gelen oyunculara omzunu gösterdi. Omuza geldiyse neden iptal ettin? Omzuna gelmediyse neden omzunu gösteriyorsun?
2) MHK Genel Müdürü, alt liglerde hakem tarayan birini canlı yayında övmüştü! Övülen kişinin, geçmişte silahla hakem kovaladığını camiada bilmeyen / duymayan yoktur herhâlde! Bugün bu kadarıyla yetinelim!
3) Ç. Rize-Göztepe maçında; Rizespor kalecisinin kazağı, hakemlerin, sahaya giren sağlıkçıların, hepsinin kıyafetleri kırmızıydı.
MHK Genel Müdürü son çıktığı canlı yayında özetle dedi ki; “Ben hakemlik yaparken maç planımda oyuncu profillerine çok çalışırdım!” Genel Müdürün Süper Lig’deki maç sayısı tek haneli! Kariyerinde üç büyüklerin maçı yok. Onun döneminde Anadolu takımlarının kendi aralarındaki maçlar naklen yayınlanmıyordu.
O yıllarda futbolcuların isimleri bile sırtlarında yazılı değildi!
Yani o dönemde bugünkü gibi dijital bir dünya yoktu!
Hangi futbolcunun, hangi profilini, hangi istatistiğini nereden çalıştın? Bu maç sayısı ile bir futbolcunun, iki ayrı maçına bile çıkmamışsındır!
Genel müdürü dinleyen; sanır ki, ligde 200-300 maçı var!
Ömer Faruk Ünal'ın önceki yazıları...