Ahirete ihtiyaç vardır

A -
A +

Ahirete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir. 

 

 

Sual: Ahirete ihtiyaç yok diyenler oluyor, gerçekten ahirete ihtiyaç yok mudur?

 

Cevap: Ahirete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir. Ahiret olmazsa, dünyada mükafatlandırılmayan iyilikler ve cezası çekilmeyen fenalıklar, haksızlıklar, karşılıklarını göremeyecektir. Bu hâl, en ince sanatları, en ince düzenleri bulunan, bu gördüğümüz âlem için çok büyük bir kusur olur. En küçük bir devletin, hatta herhangi bir topluluğun bir adalet mahkemesi bulunuyor da, kâinat dediğimiz şu muazzam âlemin bir mahkeme-i adaleti bulunmaz mı?

 

İnsanların hakkını vermek için ahirete ihtiyaç o kadar mühimdir ki, Avrupa'nın fikir adamları fen yolu ile Allahü teâlânın varlığını anlayamadıkları hâlde, ahlak ve adalet üzerinde düşünerek, bu varlığı söz birliği ile kabul etmektedirler. Ahlak üzerinde düşünerek, Allahü teâlânın varlığını anlamak demek, daima aldanabilen ve manevi mesuliyetleri kontrol edemeyen ve herkesteki kuvveti başka başka olan vicdanın, ahlakı korumaya kadir olamaması ve dünyada her şey çok düzgün, çok güzel yaratılmış iken, faziletlerin değerlendirilmemesi ve nice kötülüklerin yayılmış ve muhterem olması görüldüğünden, bu yolsuzlukların ahırette ödenmesine ihtiyaç bulunması demektir.

 

Sual: Her ibadeti yaparken muhakkak kalb ile mi niyet etmelidir?

 

Cevap: İbadetlerin sahih olması için, Allahü teâlânın rızası için yapmaya niyet etmek lazımdır. Niyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz. Kalb ile birlikte olmak şartı ile söyleyerek niyet etmek caiz olur denildi. Kalb ile niyet, söz ile niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. Yalnız yemin etmek böyle değildir. Yemin etmekte, söz esastır. İbadetlerde niyetin söz ile yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört mezhebin imamları da bildirmemiştir. Niyet, ibadet yapmayı kalbe getirmek, hatırlamak değildir. Allahü teâlâ için yapmayı irade etmek, istemek demektir. Niyet, ibadete başlarken yapılır. Daha önce, mesela bir gün önce yapılırsa, niyet olmaz. Buna emel, arzu, vaat denir.

 

Sual: Kazaya kalan namazları kılmakta acele mi etmek gerekir?

 

Cevap: Kılınmamış namazları beşten çok ise de, acele kaza etmek lazımdır. Secde-i tilâvet ve oruç kazası, acele değildir. Gecikirse günah olmaz.

 

 

 

Osman Ünlü'nün önceki yazıları...