Masa’yı yönetemeyenler, ülkeyi mi yönetecekler?

Sesli Dinle
A -
A +
Büyük umutlarla kurdukları Altılı Masa başlarına dert oldu. Masa’nın iki büyük partisi kavgaya tutuşurken, kalan dört parti Masa’dan düştü düşecek. Hatta, Masa’daki bazı küçük partileri yük olarak gören ortaklar bile var.
 
6 Nisan’da Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikten sonra “Keşke acele etmeseydik. Galiba acele ettik. İlerisini düşünmeden, eşit partilermiş gibi aynı pozisyonda yuvarlak masanın etrafında toplandık. Şimdi bu durum yük olmaya başladı. Nasıl kurtuluruz bu durumdan” diye düşünenlerin var olduğunu duyuyoruz.
 
Aslında bu sürecin bu noktaya geleceği daha başından belliydi. Aylarca oturma düzeni konusunda anlaşamadıkları için toplantı yapamadılar. Nihayet uzun görüşmeler neticesinde, yuvarlak masada anlaşmaya vararak, şişmiş egoları masaya yerleştirdiler.
 
28 Şubat’ta ilk toplantıyla birlikte “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adında eski sistemi boyayıp milletin önüne koydular. Ama ondan sonra devamı gelmedi. Toplanıp toplanıp dağıldılar. On ay bitti. Onuncu toplantıyı önümüzdeki ay yapacaklar.
 
Ortada ne üzerinde uzlaştıkları ortak bir cumhurbaşkanı adayı ne de ülkenin temel sorunlarına yönelik plan ve program var. Tam tersi, millete umut diye sunmaya çalıştıkları Masa’da kavga var, gürültü var, kırgınlık var, ayak oyunları var, operasyon var, var oğlu var…
 
Farkında mısınız? İlk başlarda her konuşmada üstüne basa basa söyledikleri, “Ortaklarımızla yapacağız, karar vereceğiz, hareket edeceğiz” cümleleri gitti. Onu yerine, “Ben yaparım, ben kefilim, ben hallederim” cümleleri geldi.
 
On ay önce Masa’nın kurulmasını büyük başarı olarak görenler ve ana kurucusu Kılıçdaroğlu’na alkış tutanlar, bugün Masa’nın kurucu aktörünü Masa’dan atmaya çalışırken, Masa’dan iş çıkmasını değil, dağılmamasını bile büyük başarı olarak görmeye başladılar.
 
Haksız da sayılmazlar. Haklarını yemeyelim. Bu kadar kavgaya, gürültüye ve ayak oyununa rağmen Masa’nın on ay devam etmesi küçümsenecek bir iş değil!
 
Helal olsun Altılı Masa etrafında toplanan genel başkanlara. Farklı siyasi çizgilerden gelmelerine ve şişmiş egolarına rağmen her ay bir araya gelebiliyorlar ya, bu bile yeter onlara. Daha ne yapsınlar!
 
İnsan hayret etmiyor değil. Allah sabır versin destekçilerine…Şu en anlaşamadıkları konu, ortak adaylarının kim olacağı meselesi. İşin garip tarafı, aday gösterdikleri kişinin hangi özelliklere sahip olacağını açıkladılar. Söz konusu açıklamalara göre, adayları seçilirse, mevcut anayasadaki yetkilerini kullanmayacak. Unutacak anayasayı ve yasaları. Neyin nasıl yapılacağına Masa’dakiler karar verecek. Kimlerin hangi makamlara getirileceğini onlar belirleyecek. Ülkenin gidişatına bunlar karar verecek. Masa’dakilerin destekleriyle seçilen cumhurbaşkanı ise bunların eline bakacak.
 
Yüzde 50+1’in üzerinde oy alarak seçilecek olan cumhurbaşkanı, binde bir oyu olan bazı siyasilerin vesayetinde olacakmış. Bunu da millete demokratik siyaset, siyasetin normalleşmesi, hukukun sağlam zemine oturması, millî iradenin tecellisi, çoğulculuk diye yutturmaya çalışıyorlar.Madem desteğinizle seçilecek olan cumhurbaşkanı yetki kullanmayacak, her şeyi siz belirleyeceksiniz. O zaman niye kavga ediyorsunuz? Birbirinize karşı akla gelmedik operasyonlara başvuruyorsunuz?
 
Aylardır Masa’yı konuşuyoruz. Kim kime ne dedi? Aday kim olacak? Ortak bir karara varabilecekler mi? Basın üzerinden sürdürülen kavga ne zaman son bulacak veya bulacak mı?Masa’da kim daha etkin? Kim kime daha iyi operasyon çekiyor? Dörtlünün hangi genel başkanı kime yakın? Kılıçdaroğlu’nun mu, Akşener’in mi dediği olacak? gibi anlamsız, enerji tüketen, kimseye ve ülkeye faydası olmayan bir yığın konu ülkenin gündemini meşgul ediyor.
 
On aydır tecrübe edildiği üzere, daha altı kişinin yer aldığı Masa’yı yönetmekte zorlananlar, sizce jeopolitik dönüşümlerin yaşandığı bir zamanda enerji, Ukrayna Savaşı, Yunanistan’la ilişkiler, Suriye ve Irak, Göç, Doğu Akdeniz, ABD ve AB ile ilişkiler vb. ağır başlıkların olduğu dış politikayı yönetebilirler mi?
 
İçeride ve dışarıda süren terörle mücadeleyi devam ettirebilirler mi?
 
Dünyanın dikkatle izlediği yükselen savunma sanayii projelerine dört elle sarılabilirler mi?
 
Ne dersiniz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.