Doğru itikad nasıl olur?

A -
A +
Peygamber Efendimizin, hadîs-i şerîfinde "fırka-i nâciye (kurtuluş fırkası)" olarak bildirdiği bir tek itikâd mezhebi vardır. O da "Ehl-i sünnet vel-cemâat mezhebi"dir.

Geçen hafta Cumartesi günkü makâlemizin sonunda, "Sünnet" kelimesinin 3 manâsı üzerinde durmuştuk. Bugün de, birer nebze, diğer 2 anlam üzerinde duralım.
4- "Sünnet=yol, çığır" gibi manâlara da gelir. Meselâ "sünnet-i hasene=iyi çığır", "sünnet-i seyyie=kötü çığır" demektir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Bir kimse, sünnet-i hasene çıkarırsa (iyi bir çığır açarsa), onun sevâbı ve kıyâmete kadar onunla amel edenlerin sevâbı kadar sevap alır. Bir kimse de sünnet-i seyyie çıkarırsa (kötü bir çığır açarsa), onun günâhı ve kıyâmete kadar onu işleyenlerin günâhı kadar günâh kazanır." [Müslim]
5- "Ehl-i sünnet", kurtuluş fırkasının adıdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki:
Tirmizî'nin bildirdiği hadîs-i şerîfte, "Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72'si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshâbımın yolunda gidenlerdir" buyuruldu. Bu fırkaya "Ehl-i sünnet ve'l-cemâat" fırkası denir.
Şek ve şüphe yoktur ki, Ehl-i sünnet i'tikâdını ortaya koyan Resûlullah Efendimizdir. Eshâb-ı kirâm, îmân bilgilerini bu kaynaktan aldılar. Tâbiîn-i ızâm da bu bilgilerini, Eshâb-ı kirâmdan öğrendiler. Daha sonra gelenler ise, bunlardan öğrendiler. Böylece, Ehl-i sünnet bilgileri, bizlere nakil ve tevâtür yoluyla geldi. Bu bilgiler akıl ile bulunamaz. Akıl bunları değiştiremez. Akıl, bunları anlamaya yardımcı olur. Yani, bunları anlamak, doğruluklarını, kıymetlerini kavramak için akıl lâzımdır.
Amelde dört mezhebin İmâmları, bu mezhepte [Ehl-i sünnet ve'l-cemâat mezhebinde] idiler. Hadîs âlimlerinin hepsi de, Ehl-i sünnet itikâdında idiler. İmâm-ı Mâtürîdî ve İmâm-ı Eş'arî de Ehl-i sünnet mezhebinde idiler. Her iki İmâm da, hep bu mezhebi yaydılar. Sapıklara karşı ve eski Yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış olan maddecilere karşı, bu tek mezhebi savundular.
Bu iki büyük Ehl-i sünnet âliminin zamanları aynı ise de, bulundukları yerler birbirinden ayrı ve karşılarındaki saldırganların düşünüş ve davranışları başka olduğundan, savunma metotları ve tenkitleri birbirinden farklı olmuştur. Durum böyle ise de, bu hâl, yollarının ayrı olduğunu göstermez. Bunlardan sonra gelen yüz binlerce derin âlim ve velîler, bu iki yüce İmâmın kitaplarını inceleyerek ikisinin de, Ehl-i sünnet mezhebinde olduklarını söz birliği ile bildirmişlerdir.
Peygamber Efendimizin, hadîs-i şerîfinde "fırka-i nâciye (kurtuluş fırkası)" olarak bildirdiği bir tek itikâd mezhebi vardır. O da "Ehl-i sünnet vel-cemâat mezhebi"dir, İmâm-ı Mâtürîdî ve İmâm-ı Eş'arî bu mezhepte iki itikâd imâmıdır ve bu mezhebi yaymışlardır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.