Mekke-i mükerremenin fethine dair...

A -
A +
"Allah dilerse, siz, güven/güvenlik içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Harâm'a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bilir."
 
Önceleri, Mekke-i mükerremede sayıca az olan, mağdur, mazlum ilk Müslümanlar [Eshâb-ı Kirâm], müşriklerin hücumları karşısında, Allahü teâlânın verdiği izinle, îmânlarını korumak ve İslâmiyeti yaymak maksadıyla, orada evlerini-barklarını, mallarını-mülklerini bırakarak, Medîne-i münevvereye hicret etmişlerdir. Cenâb-ı Hak, Müslümânların burayı ileride fethedeceklerini de müjdelemiştir. Nitekim sadece sekiz yıl sonra, Sahâbe-i güzîn hazerâtı çok güçlü ve kalabalık bir ordu hâlinde geri dönüp bi-iznillah orayı fethetmişlerdir. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Doğrusu biz, sana apaçık bir fetih/zafer ihsân ettik.” [Fetih, 1]
“Ve sana kimsenin güç yetiremeyeceği bir şekilde, eşsiz bir şanlı zaferle yardım eder.” [Fetih, 3]
“Îmânlarını bir kat daha arttırsınlar/îmânlarına îmân katsınlar diye müminlerin kalplerine huzur, güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları/askerleri Allah'ındır. Allah bilendir, Hakîm olandır/hüküm ve hikmet sâhibidir/her şeyi hikmetle yapandır.” [Fetih, 4]
“(Bir de bunlar) Allah hakkında, (inananlara yardım etmez diye) kötü zanda bulunan münâfık erkeklere ve münâfık kadınlara, müşrik (Allah'a ortak koşan) erkeklere ve müşrik kadınlara azâp etmesi içindir. Müslümânlar için bekledikleri kötülük girdâbı/çemberi/kötü olaylar başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine Cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!” [Fetih, 6]
“Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah Azîzdir/güçlüdür/güçlü olandır. hakîmdir/hikmet sahibidir/hakîm olandır.” [Fetih, 7]
İşte böylece, önceden müjdelenen Mekke-i Mükerremenin fethiyle, müşrik Arapların Arabistân Yarımadasındaki bütün hâkimiyetleri tamamen kırılmıştır.
Cenâb-ı Hak, Fetih sûresinin 27-28. âyet-i kerîmelerinde de başka bir müjde vermişti. Orada da (meâlen) şöyle buyurulmuştu:
“Andolsun ki Allah, gerçekten Peygamberinin/elçisinin rüyâsını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz, güven/güvenlik içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Harâm'a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bilir. Size, bundan başka/bundan önce, size, yakın bir fetih, yakın zamanda bir zafer verecektir. Bütün dînlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidâyet, doğruluk rehberi Kur’ân ve hak dîn ile gönderen O'dur. Şâhit olarak Allah yeter.”
Buradaki "yakın bir fetih" diye müjdelenen, hicrî 7. senede vukû bulan "Hayber fethi"dir. Bu fetihle, Yahûdîlerin hâkimiyetleri kırılmıştır. Bu fetihten sonra ise, Peygamber Efendimiz civârdaki devlet başkanlarına, onları İslâmiyete davet eden elçiler ve mektuplar göndermiştir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.