Orucun bazı hikmet ve içtimâî faydaları

A -
A +

Mukaddes dînimiz İslâmiyette, bütün Müslümânlar tek bir vücut gibi kabûl edilmiş, Müslümânların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmeleri istenmiştir.

Sevgili Peygamberimizin, "Yanı başında komşusu aç olduğu hâlde tok yaşayan, kâmil mü'min değildir"  anlamındaki hadîs-i şerîfi, konunun önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Peygamberimizin mübârek hanımı Hazret-i Âişe [radıyallahü anhâ] buyuruyor ki:
"Allahü teâlânın Resûlü, üç gün peş peşe karnını doyurmamıştır; isteseydi doyururdu. Lâkin o, yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı tercîh ederdi." 
Onun ahlâk ve fazîlet dolu yaşayışını örnek alan Müslümânlar da, aynı davranışları sergilemek zorundadırlar.
Hazret-i Ömer'in halîfeliği zamanında dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu. Hazret-i Ömer [radıyallahü anh], "ihtiyaç sâhipleri bize gelsin" diye halka duyuru yapmış; kendisi ise, Müslümânlar bolluğa kavuşuncaya kadar, ekmekle beraber zeytinyağından başka katık yemeyeceğine dâir yemîn etmişti.
Bizim için en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz, insanların en cömerdi idi. Bu cömerdliği, Ramazân ayında zirveye çıkar, doruk noktasına ulaşır; elinde ne varsa yoksullara dağıtırdı; köleleri de satın alır ve âzâd ederdi.

İCTİMÂÎ/SOSYAL FAYDALARI
Bilindiği üzere, ramazân ayı boyunca insan, aslında ferdî ve sosyal olgunluğa erişmek için çok ciddî ve zor bir imtihândan geçer. Nefsinin zaaf ve tutkularıyla oldukça çetin bir mücâdele içine girer.
İbâdetlerin faydaları sâdece fertlerle ve âilelerle sınırlı değildir. Bazı ibâdetler toplum düzen ve âhengini önemli ölçüde etkiler. Meselâ cemâatle kılınan namazların ictimâî münâsebetler, sosyal ilişkiler açısından ne kadar önemli olduğunu inkâr mümkün değildir.
Oruçta da bu özellik çok bâriz, belirgin bir şekilde gözlemlenir. Orucun fert bakımından pek çok faydaları yanında toplumun huzûruna sağladığı çok önemli faydaları da vardır. Oruç, insanın şefkat ve merhamet duygularını geliştirerek bunun topluma sevgi ve yardım şeklinde yansımasını sağlar.
Oruç tutan kimse, açlığın ne demek olduğunu bizzât tatmış olduğundan, yokluk içinde kıvranan fakîrlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları, içinde duyarak şefkat ve acıma duyguları gelişir. Bunun sonucu olarak da fakîrlere yardım elini uzatarak, onların sıkıntılarını giderir, toplumun huzûr ve mutluluğuna katkıda bulunur.
Hele zekâtta bunlara ilâveten, sosyo-ekonomik dengeleri olumlu yönde etkileyen çok hikmetli özellikler vardır. Ramazân ayının manevî atmosferi içinde farz olan zekâtın dışındaki her türlü sadaka ve maddî yardımlaşmanın da zenginleştirdiği bir ihsân ortamında, nice bunalmış insanların sıkıntı ve problemlerine çözüm ve râhatlık sağlandığı herkesin bildiği bir gerçektir.

ORUCUN BAZI HİKMETLERİ
Allahü teâlâ, diğer ibâdetlerde olduğu gibi, oruç tutulması  emrini de sebepsiz yere vermemiştir. Oruç, insanlara hem maddî, hem de manevî faydalar sağlar. Bütün bir sene, çeşitli yemekleri eritmek için, yorulan insan midesi ve bağırsakları, senede bir ay dinlenerek sağlığını korumuş olur. Bu, maddî faydasıdır. 
Manevî faydası de şudur: Oruç tutan bir insan, bizzât hissederek fakîr insanlara yardım etmek ihtiyâcını duyar. Bu da, insanların birbirlerine yardım etmelerine sebep olur. Birbirlerine yardım eden insan toplulukları arasında ise çekişmeler olmaz.
Bundan başka, Allahü teâlânın emrini yerine getirmek için gündüzleri bir ay oruç tutan bir Müslümân, Allahü teâlânın emirlerini yapmak i'tiyâdını, alışkanlığını da kazanır. Böylelikle, Allahü teâlânın başka emirlerini yapmaya da alışkanlık peydâ eder.
İbâdetlerin, bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok hikmetleri vardır. Tespit edilen hikmetlerini bilmekte fayda vardır. Çünkü hayrânlık duyup o ibâdeti seve seve yapmaya, yakîne sebep olur. İslâmiyeti bilmeyenlere, hikmetini, faydasını anlatmak, dîni sevdirmeğe vesîle olur.
Orucun, dünyâdaki faydalarından biri, insanlara açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu öğretmektir. Tok, hiçbir zaman açın hâlinden anlamaz ve ona merhamet etmez.
Oruç, bundan başka, nefse hâkim olmayı da sağlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.