Sevgili Peygamberimize olan ihtiyacımız

A -
A +

Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın medhettiği ve bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün Peygamberdir...

Bilindiği gibi, dînde inanılacak altı şeyden [Âmentü esâslarından] dördüncüsü, Allahü teâlânın "Peygamber"lerine inanmaktır. Peygamberlere îmân etmek, aralarında peygamberlik bakımından hiçbir fark görmeyerek, hepsinin sâdık, doğru sözlü olduğuna inanmak demektir.
Farsça bir kelime olan "Peygamber", lügatte, "gönderilmiş zât ve haberci" mânâsına gelir. "Nebî" ve "Resûl" ise Arapçadır. Türkçede her üçü de kullanılmaktadır.

İslâmiyette, bir terim olarak "Peygamber" demek, "yaratılışı, huyu, ilmi, aklı, zamânında bulunan bütün insanlardan üstün, kıymetli, muhterem bir zât" demektir. Hiçbir kötü huyu, beğenilmeyecek hâli yoktur. Çünkü Peygamberlerde "ismet" sıfatı vardır. Yâni peygamber oldukları bildirilmeden önce ve bildirildikten sonra, küçük ve büyük hiçbir günâh işlemezler.
Peygamberler, insanları, Cenâb-ı Hakk'ın beğendiği yola kavuşturmak, onlara doğru yolu göstermek için gönderilmişlerdir.

Peygamberlik, yalnız Allahü teâlânın ihsânı, seçmesiyle olur. Peygamberlerin her söylediği doğrudur. Onlardan birine bile inanmayan kimse, hiçbirine inanmamış olur. Peygamberlik vazîfelerini görmekte, peygamberlik üstünlüklerini taşımakta, bütün peygamberler müsâvîdir, eşittir. Fakat peygamberlerin, birbirleri üzerinde, fazîletleri, şerefleri, üstünlükleri vardır. Âhir zaman Peygamberi Muhammed aleyhisselâm, bütün peygamberlerden daha üstündür.
Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın Habîbi (en çok sevdiği kimse, sevgilisi), yaratılmış bütün insanların ve diğer mahlûkâtın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi, Allahü teâlânın medhettiği ve bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün Peygamberdir.

Allahü teâlâ şöyle buyurmaktadır:
 "(Ey inananlar!) Andolsun ki, size içinizden [kendinizden] öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız, ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün [üstünüze çokça titreyen], mü'minlere karşı çok şefkatli ve gâyet merhametlidir. (Ey Habîbim Muhammed!) Eğer yüz çevirirlerse [sana ve söylediklerine aldırmazlarsa], onlara de ki: Allah bana yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben, sâdece O'na güvenip dayanırım. O, yüce Arş'ın sâhibidir, [O, büyük Arş'ın Rabbi'dir.]" (Tevbe, 128-129)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.