"Uncular Caddesi", nâmı-ı diğer "Uncular Sokağı", Necip Fazıl’ın Canım İstanbul’u ördüğü mısraıyla "Her akşam camlarında yangın çıkan", kalbinde Azîz Mahmud Hüdai Hazretlerinin taht kurmuş olduğu, sahilinde Kızkulesi’nin vakarla etrafı gözetlediği Harem toprağı Üsküdar’ımızın güzergâhlarından biridir…
Sokak, Valide-i Cedîd Câmiî’ne kadar uzayarak devam eder. Adından hareketle buranın "önceki asırlarda, un ticareti yapan esnafın mekânı" olduğu kanaatine varılabilir. Uncular, muhtemelen 1950’den sonra köyden şehre göçün çoğalmasıyla nalbur, inşaat malzemesi satıcıları ve hırdavatçıların rızık kapısı olmuş…
2022 yılına varıldığında Hilmi Türkmen’in Başkanlığı döneminde mekân bu defa çok farklı ve hayli alımlı şekilde çehre değiştirmiş. Üsküdar Belediyesi, sokak, cadde, kaldırım ve çiçekli balkonlar dâhil çevre ve trafik düzenlemesine giderek burayı Üsküdar’ın yeme-içme, ikram, misafir ağırlama-uğurlama merkezlerinden biri hâline getirmiş.
Layık mıdır?
Elhak layıktır.
"Harem toprağı" dedikten sonra liyakat sorgulaması yapmak, fazladan olur. Ayrıca Fatih gibi, Eyüb gibi Üsküdar da Azîz İstanbul’a kimliğini kazandıran şehirlerimizdendir.
Ecdad, İstanbul’u şöyle tarif edermiş:
-Nefs-i İstanbul,
-Eyüb
-Galata
-Üsküdar…
Nefs-i İstanbul, Fatih ilçemizdir, Suriçi. Eyüb, hak ettiği kadirşinaslığa kavuşarak adı büyük bir isabetle "Eyüb Sultan" oldu. Bunun gibi Fatih’e "Hünkâr Fatih" yahut "Sultan Fatih" denebilir. Galata, Ceneviz’den beri böyledir. İsmine bir sıfat ilave temek gerekir mi? Düşünmeli. Üsküdar’a gelince o da bir ünvanla tezyin edilebilir, bezenebilir. Avrasya Tüneli yapılırken tünelin adının "Hüdâî Yolu" olmasını çok yazdık, ekranlarda çok teklif ettik. Zaman geçmiş değildir. Bu ad, yine verilebilir, kadirşinaslık yine edâ edilebilir….
2022’deki o güzelleştirme çalışmasından sonra Uncular Caddesi’nin adı Belediye kararıyla "Gastronomi Sokağı" yapılmış. Türkmen Beye, "niye bu ismi seçtiniz?" dedim. Çok hoşnut olmamış ama isim bulmakta zorlanmışlar. Hâlbuki kendi medeniyet birikimimizden üç beş isim çıkarılabilirdi. İdarecilerin etrafındaki şu "danışman" ünvanlı insanların ne kadarı “danışılacak” vasıftadır? Bu iş, onlarındı…
Telefonla görüşmemiz üzerine şunu öğrendik:
Bir önceki Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in de varlığıyla Aziz Mahmud Hüdâî Vakfı, Sadakataşı Derneği, İHH gibi bazı gönüllü toplum kuruluşlarının gayret ve teşvikiyle Uncular Caddesi’nin yeni sakinleri olan yeme-içme dükkânlarımızın işletmecisi güzel esnafımız ve bir kısım çarşı esnafı, Ahi Ocağı’nın ışıklarını yakarcasına geçen cuma günü bir hayra, iyiliğe imza atmışlar. Uncular veya Gastronomi Sokağı esnafıyla bu harekete dâhil olan Sırmalı Şehir Üsküdar’ın diğer gani gönüllü esnafı, ahaliye ilân etmişler ki:
-Bu cuma günü yapacağımız satışlardan elde edeceğimiz toplam kârı, Gazze’nin mazlum ve mağdurlarına yollayacağız…
Böyle demiş ve sözlerini tutmuşlar.
Biz, bu haberi ilk işittiğimizde N ile X adlı sosyal medya mecralarında kısaca değerlendirdik. Mes’eleyi sütunumuzda etraflıca işleyecektik. Ancak; gündem çok farklıydı. Yalan, dolan, çalma, çırpma, zimmet, irtikap, rüşvet… gibi insanın da siyasetin de siyasetçinin de yüz karası suçlamalara dair meşhur dâvâ, kötü paranın iyi parayı piyasadan sürmesi gibi yol kesiyordu. İmdada mahkeme kararı yetişti. Celse, 24 Ekim 2025’e tâlik edilmişti. O hâlde yargılama devam ediyordu. Yargıya müdahale olmazdı. Zaten her şey konuşulmuştu.
Bu sebeple "Uncular Sokağı" adlı yazımızı kaleme almaktan sarf-ı nazar etmeyerek fikrimizde sabit kadem kaldık ve böylece Uncular Caddesi ve o Ahi ahlaklı güzel insanları araştırmaya başladık. Türkmen Beyin telefonunu da ondan sonra çaldırdım. Bu suretle etraflı bilgiye ve tashihi gereken malumata ulaştık.
Bize gelen bilgiye nazaran "Gastronomi Sokağı esnafı, haftada bir gün kazançlarının tamamını Gazze’ye yollayacaklarmış" şeklindeydi. Hilmi Türkmen "hayır, dedi, yalnızca bir cuma günü yapıldı. O gün sokağa izdihamdan girilemiyordu."
Esnaf, bir günde handiyse bir aylık ticaret yapmış…
Bu manzarayı, Hazretin kerâmeti saymak neden mümkün olmasın? Azîz Mahmud Hüdâî Hazretleri, evet; kadı idi ama ciğer satmış, bir anlamda esnaflık da yapmıştı.
İmdi; Hilmi Türkmen başta olmak üzere Üsküdar eşrafının omuzlarına şüyu bulan şu güzelliği hakikat yapma borcu düşer diye düşünüyoruz.
Uncular Caddesi merkezli olarak kendini mânen bir Ahi mensubu sayan her çarşı, bedesten, arasta esnafımız, her cuma günkü net kazancını toparlayarak -emin ellerle- Gazze’nin aç, mazlum ve mağdur güzel evladlarına ulaştırmalılar.
Bu âlicenablık, İstanbul’un her semtine, her şehrimize, herkese yakışır.
Diğer vatandaşlarımıza da Uncular Caddesi’ne ve merhamet medeniyetinin günümüzdeki timsali esnafımıza giderek AVM’lere karşı yerlilik mücadelesi veren bu hayrsever insanları desteklemelerini, Hazrete uğrayıp Fatihalarını okumalarını tavsiye ederiz...
Allah, hayrınızı kabul buyursun.
Âmin.
Rahim Er'in önceki yazıları...