"Olur mu olmaz mı?"lığı bir tarafa bazı hayvanlarla ilgili enteresan deneyleri sizler de duymuş olmalısınız. Hani çekirgenin birini bir kavanoza koymuşlar, her sıçrayışta, kafayı kavanozun teneke kapağına vurdukça, canı yanmış durmuş. Sonunda sıçrama mesafesini tam kavanozun kapağına göre ayarlamış. Deneyi yapan 'aklı evvel' kavanozun kapağını açmış, çekirge yine o yüksekliğe kadar sıçrıyor. Kavanozun içinden kurtulmayı beceremiyormuş... Hadi bir tane daha anlatalım da, belki bunu daha akla yatkın bulursunuz. Çünkü bu hikaye "Japonlar bir köpek balığını bir havuza koymuşlar..." diye başlıyor. Evet Japonlar, bir köpek balığını bir akvaryuma koymuşlar, diğer balıklarla araya bir cam bölme yapmışlar. Köpek balığı akvaryuma konur konmaz diğer balıklara doğru bütün hızıyla hamle ediyor, aradaki cama o hızla çarpınca, neye uğradığını şaşırıyor. Her hamlede kafayı vurdukça, karnını doyurabilme isteği de azalıyor ve sonunda yok oluyor. Ardından cam bölmeyi kaldırıyorlar, köpek balığı o sınıra kadar geliyor, karnı çok aç olduğu halde diğer balıklara doğru gidemiyor. Ancak arkasından iterek diğer balıklara ulaşması ve açlıktan ölmemesi sağlanıyor... Rahmetli Turgut Özal'a kadar -arada bir miktar hafiflemekle beraber- Türk iş dünyasının gümrük ve diğer kanun duvarları ile dünya pazarlarına açılması engellenip durmuştu. 1983 yılından itibaren kademe kademe ve cesaretle kaldırılan engeller, Türk ekonomisinin serpilip gelişmesini sağladı. Bu tedbirlerin kendilerini dünya ekonomisinin devlerine yem yapacağına inanıp korkan birçok şirket şimdi, ihracatta rekorlar kırıp aldığı madalyalarla kasım kasım kasılıyorlar. Gümrük Birliğine girmemizi de, her türlü dezavantajına rağmen o günlerde bu anlayışla karşılamış ve sevinmiştim. Nitekim şimdi ihracatımız rahmetli Özal'ın hedeflerini bile aşmış durumda... Şimdi de AK Parti ve liderinin Avrupa Birliği hamlesini bu anlayışla değerlendiriyor ve bu birliğe tam katılım sağlandığı takdirde Türkiye'nin ihracatının en kısa zamanda 500 (yazıyla da yazalım beşyüz) milyar dolara ulaşacağına gönülden inanıyorum. Çünkü bu ülke ve bu ülkenin insanı etrafındaki engeller kalkınca neler becerebileceğini son iki üç yılda bir kere daha göstermiştir. Hadi sohbeti Batının en cengaver hükümdarlarından birine fıçıda yaşayan bir fikir çilekeşinin verdiği cevapla noktalayalım: "Gölge etme başka ihsan istemem!"