Kararsızlık zarar verir

Meclis'in asker bulundurma ve gönderme konusundaki Hükümet Tezkeresini reddetmesi, ya da kabul etmemesi ülkenin bundan sonraki yıllarını derinden etkileyecek bir karar. Yazıyı kaleme aldığım şu saatlerde gerek Ankara'da gerekse Washington'da kesin tavırlar ortaya konulmamıştı. Meclis'te ortaya çıkan tabloyu çok çeşitli yönleriyle değerlendirmek mümkün. Meclis'te demokratik bir süreç bütün boyutlarıyla yaşanmıştır. Özellikle AK Parti'nin bağlayıcı grup kararı almaması takdire şayan olmuştur. Ancak bunu iyi irdelemek gerekiyor. Böyle bir grup kararı alınmamış mıdır, yoksa alınamamış mıdır? Alınmadıysa o zaman Türkiye'yi daha çok zor günler bekliyor demektir. Çünkü Meclis'te de facto (gerçekte) bir koalisyon dönemi başlıyor denilebilir. Meselenin bir diğer yönü ise AK Parti'deki liderlik pozisyonunun belirginleşmemesinin doğurduğu sıkıntı olarak yorumlanabilir. Çünkü sayın Erdoğan ve Başbakan sayın Gül, ABD ile seçimler öncesinden beri Irak krizi konusunda görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerde en azından bir takım temenniler ve eğilimler dile getirilmiş olmalıdır. Her ne kadar ABD temenni ve eğilimlerle hareket etmemeliydi denilebilirse de dünyanın çivisini yerinden oynatacak böyle bir harekatta muhatap oldukları ülke liderlerinin genel yaklaşımlarını bilmek durumundadırlar. Bu yaklaşımları sayın Erdoğan ve sayın Gül aylardır gerek sayın Bush'la yaptıkları görüşmelerde gerekse diğer yetkililerle, herkesin gözü önünde sergilediler. Bu görüşmeleri baz alan birçok anlaşma metinleri gündemdeydi, hala da gündemdedir. O zaman ABD'li yetkilileri haklı olarak önce lider kararını vermeliydi sonra partisiyle konuyu ivedilikle tartışıp karar vermeli ve bize önceden kararlarını bildirmeliydiler derlerse ki, öyle dedikleri anlaşılıyor, şimdi Türkiye'ye bakış açılarını sorgulamakta haklı sayılırlar. Millet olarak çok büyük fedakarlıklara katlanmamızı gerektirecek olan bu durumun Salı günü toplanacak Meclis'te daha net bir şekilde karara bağlanması gerektiğine inanıyorum. Çünkü en kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir. Meclis'teki kararsızlığın giderilmesi için tezkerenin yeniden Meclis'e sunulması doğru olacaktır. Böylece bu kritik günlerde güvenini yitirmiş görünümündeki bir hükümetle yol almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir