Seçim öncesinde yazdığım yazıda, liderlikten bahsetmiş ve lafı şöyle bağlamıştım, hatırlarsanız: "Seçimlerden sonra benim liderlerden beklediğim davranış şudur: Kazanan kutlamalarda aşırıya kaçmayacak, kaybedenler kazananı kutlama nezaketi gösterecekler. Birbirlerine karşı gösterecekleri saygı aslında millete gösterilen saygıdır. Bu saygıda kusur etmeyeceklerine inanmak istiyorum..." Gerçekten gerek iktidar ve gerekse muhalefet liderleri bu konuda oldukça başarılı bir sınav verdiler. Ama bu konuda esas övgüyü hak eden MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli'dir. Çünkü o aradı aramadı polemiklerini ortadan kaldıran ve Türkiye'nin önünü açan mertçe bir davranış sergiledi ve Meclisi çalıştıracaklarını ve iktidar partisinin benimsemeyecekleri bir Cumhurbaşkanı adayı göstermeleri halinde, kendilerinin de bir aday göstererek yarışacaklarını açıkça beyan etti. İşte bu demokratik hayatımızın yeni dönemine yapılmış en büyük katkılardan biri olmuştur. Ve millet bu davranışı ileride cömertçe ödüllendirecektir. Kimsenin şüphesi olmasın. Bu arada Başbakan Tayyip Erdoğan da Anadolu kültürünü tam yansıtan bir olgunlukla davranarak takdir topladı içeride ve dışarıda... Deniz Baykal seçim akşamı çıkıp iki kelime konuşsaydı bu kadar tepki almazdı. Çünkü kriz anlarında dik duramayan liderler etkinliklerini kaybetmeye mahkumdurlar. Şimdi Cumhurbaşkanı seçimi de büyük ölçüde yoluna girmiş oldu. Bütün bunlar tamam, şimdi sıra yetmiş milyonda. Hepimiz kurulacak hükümete doğru yaptıklarına destek sağlayarak yanlışlarına mertçe tenkit yaparak yolumuza devam etmeliyiz. Özelleştirmeler sürdükçe ve devlet ekonomideki ağırlığını özel sektöre devrettikçe iş dünyasının sorumlulukları da artacaktır. Seçimi alnımızın akıyla becerdiğimiz gibi, ekonomik hayata katkımızı da en üst seviyeye çıkarmak; kaynaklarımızı; insanımızı, makinemizi, toprağımızı, suyumuzu, ekmeğimizi, hasılı bütün varlıklarımızı israftan kaçarak en verimli en rasyonel şekilde değerlendirmek zorundayız. Ev hanımı, işçi, memur, esnaf, çiftçi, öğretmen, öğrenci, bürokrat, milletvekili, bakan, başbakan, iktidar, muhalefet, cumhurbaşkanı, o partili, bu partili hepimiz artık işin ciddiyetini kavramalı, ortak bir vizyon etrafında güçlerimizi birleştirmeliyiz. Önce işe vizyondan, hedeften başlayalım isterseniz. Bendeniz 2023 yılı için bir vizyon teklif ediyorum, gelin o zamana kadar komşumuz Yunanistan'ı fert başına millî gelirde yakalayalım. Lütfen kızmayın hemen, ABD'yi, AB'yi, Japonya'yı demedim. Sadece beşyüz yıl bizimle beraber yaşamış ve senelerce tarafımızdan hor görülmüş Yunanistan, korkularından sıyrılıp hür demokratik bir ülke olma yolunda azimle ilerleyip AB üyeliğini kapıp şu anda yirmi bin dolar fert başına gelire sahip bir ülkedir. Hadi 2023'e kadar sollayalım şunları...