"Ben her şeyi biliyorum baba!"

A -
A +

Zafer misafirleri gittikten sonra Yasemin'in tedirgin duruşundan, onun Murat hakkındaki düşüncesini merak ettiğini anlamıştı. Gülümsedi kızına: - Gel otur bakalım şuraya, konuşalım biraz... Yasemin dudaklarını ısırdı. Hemen babasının karşısındaki koltuğa geçti. Ellerini dizinin üzerinde birleştirerek beklemeye başladı. Zafer kızının yüzüne baktı sevgiyle: - Bu delikanlıyı beğendim. Çok tutarlı bir genç, seviyeli, efendi, aklı başında onu beğendim beğenmesine ama şimdi sen bana biraz daha açıklama yap bakalım. Yasemin şaşırmıştı, Zafer devam etti: - Beğenip beğenmemem tabii ki önemli ama bunun özel bir sebebi olduğunu da düşünüyorum. Bu gençle hayatlarınızı birleştirmeyi mi düşünüyorsunuz? Yasemin irkildi. Başını kaldırıp dikkatle baktı babasının yüzüne: - Bunu hiç konuşmadık baba! Ama ben Murat'tan hoşlanıyorum. Onunla görüşeceksem, o görüşme anının bir an önce gelmesini istiyorum ve heyecanlanıyorum. Murat da bunları hissediyor, bunu biliyorum. Ama hiç dile getirmedik. Zafer arkasına yaslandı. Konuşurken kızının mimiklerini dikkatle inceliyordu. Piposunu sehpanın üzerindeki tablaya bıraktı: - Eğer bu duygular içindeyseniz yakında bir hayatı birleştirmeyi dillendirirsiniz. Yasemin hayretle baktı babasına: - Bana yardımcı olursun değil mi? Zafer uzanıp onun saçlarını okşadı: - Ben neden varım güzel kızım? Tabii ki hayatında karşılaşacağın her türlü engelde, içinden çıkamadığın her şeyde, sevincinde, kederinde yanında olmak için varım. Yasemin yutkundu: - Biliyor musun baba, kaderimiz de benziyor Murat'la, onun babası yok, benim de annem... Zafer gözlerini kapattı. Yirmi yaşını bitirmişti Yasemin, tam sekiz sene olmuştu Serpil kendilerini terk edeli. İlk defa kızının dudaklarından anne kelimesini duyuyordu. Yadırgamıştı. Kızının yüzüne bakmaya korkuyordu. Güçlükle açtı gözlerini. Yasemin'in gözleri üzerindeydi, genç kız gülümsedi: - Artık zamanı gelmedi mi baba! Seni üzmemek için bugüne kadar hiç bahsetmedim bu konudan. Ben her şeyi biliyorum baba! Onu gayet iyi hatırlıyorum. Gittiği günü bile çok iyi hatırlıyorum. Ama hiç üzülmüyorum babacığım. Ben her şeye rağmen mutlu bir çocukluk geçirdim. Hele onun gidişinden sonra hiçbir sıkıntı yaşatmadın bana. Zafer dudaklarını ısırdı. Serpil nerede karşısına çıksa, ne zaman onu hatırlatan bir şey olsa acizleşiyor, çaresizleşiyordu. Onu hâlâ unutamamıştı... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.