"Beni terk edemezsin!"

A -
A +

Biraz önceki sakin görünüşü bir anda değişmişti. İki adım attı öne doğru: - Beni uğraştırma, Eve geleceksin Alev. Beni terk edemezsin. Tam bu sırada Sibel atıldı: - Turgay Bey, lütfen agresifleşmeyin. Burası benim evim ve evimde böyle bir şeye müsaade etmem. Kendinize gelin. Turgay alaycı bir ifade ile döndü genç kadına: - Konuşma sen, kes sesini. Karımı almadan şuradan şuraya gitmem... Sibel kararlıydı. Önüne geçti genç adamın: - Beni polis çağırmak mecburiyetinde bırakmayın. Rezillik çıkmasını istiyorsanız ne âlâ, ben çıkartırım. Ama buna gerek yok. Bana doğru dürüst konuşacağınıza dair söz verdiniz kapıda. Turgay eliyle itti genç kadını ve karısının önüne gelip durdu: - Alev, yürü diyorum sana... - Gelmeyeceğim Turgay. Biliyorum, bundan sonra değişen bir şey olmayacak. Hep aynı kalacaksın. Korkuyorum senden, ürküyorum. Bu şekilde duygular beslediğim bir insanla aynı evde bir ömür boyu yaşayamam ben. Ayrılmak istiyorum. Turgay âdeta kükredi bunları duyunca: - Beni senden ölüm ayırır ancak anlıyor musun? Leman Hanım dehşet içinde bakıyordu kızıyla damadına. Korkudan bir çığlık attı. Turgay bir adım daha atarak Alev'i kolundan yakaladı ve olanca kuvvetiyle çekti: - Yürü evine... Yeter artık nazlandığın... Beni zor kullanmaya mecbur etme. Alev haykırarak kurtardı kolunu adamın güçlü ellerinden: - Zor kullanmıyor musun şimdi? Gelmeyeceğim. İşte bu kadar, bittin sen benim için, bittin. Turgay dişlerinin arasından küfürler savurarak elini kaldırdı Sibel ve Leman Hanımın çığlıklarının arasında olanca kuvvetiyle vurdu Alev'e. Genç kadının dudağı patlamıştı. Sarsıldı ve savruldu. Dudağından sıçrayan kan damlaları kanepenin örtüsünde benek benek lekeler yaptı. Leman Hanım bu manzara karşısında olanca gücüyle bir panter gibi atıldı damadının üzerine. Tırmalıyor, vuruyordu. Turgay onu da kaldırıp bir kenara attı. Tam bu sırada kapı açıldı. Bankadaki iki koruma ve iki de polis memuru ve avukat Selami eşliğinde Muhittin Bey girdi içeriye. Sibel, Turgay kapıdan içeri girer girmez arka odadaki paralel telefondan Muhittin Beyi aramıştı. Polisler hemen Turgay'ı kollarından yakaladılar. Kolunu arkadan kıvırarak kelepçe taktılar. Genç adam bağırıyordu: - Bırakın beni, ben karımı almaya geldim. Polis memuru itekledi onu susması için: - Beyefendi, darp söz konusu, buyurun karakola gidiyoruz! DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.