"Benim hikâyem bundan ibaret!"

A -
A +

Uzun süren bir sessizlik oldu. Barış sanki nefes almıyor gibiydi. Hâlâ gözlerini yerden kaldırmamıştı. Şakakları atıyor, terliyordu. Aliye sakin olmaya çalışarak izliyordu onu. Neden sonra dayanamadı: - Evet Barış, benim hikâyem bu, baban ise seninle ilişkimizde son sözünü söyledi. Ona karşı gelmeni istemiyorum. Çünkü o da kendi açısından haklı. Buna karşı çıkacak bir bahanem yok. Ben ağabeyim katil de olsa, hırsız da olsa ona sahip çıkmak zorundayım. Çünkü o benim ağabeyim. Benim ailemden kimse kalmadı etrafımda Barış. Ben bunca mücadeleyi neden verdim, neden okumak uğruna evimi annemi terk ettim, haksızlıklara karşı çıkmak, aydın bir insan olabilmek için. Şimdi ağabeyimin yanında olmazsam kendimi asla affetmem. O benim ağabeyim ve ben bunu asla inkar etmem. Ucunda seninle yaşayacağım bir hayat olsa bile. Barış başını kaldırdı. Gözleri nemliydi. Dudakları titriyordu. - Bu kadar üzülme Barış, biraz güçlü ol. - Artık bir araya gelemeyecek miyiz yani? Başını iki yana salladı Aliye: - Hayır Barış. Bizim beraberliğimizde bizim isteğimiz kadar ailelerimizin, yakınlarımızın da onayı bizim mutluluğumuza destek verecektir. Onları tedirgin eden bir şey ileride bizim karşımıza büyük problemler olarak çıkacaktır. Sonra ailenin sahip olduğu değerleri alaşağı etmek bana yakışmaz. Benim tarzım değil bu. O insanların içine düşecekleri ruh durumunu düşünebiliyor musun? Durakladı, içini çekti: - İşte bu yüzden senden ricam, ailene karşı kırıcı olma sakın. Onlara anlayış göster. - Ya benim arzularım, ya benim duygularım... Benim sana karşı olan hislerim... Aliye gülümsedi: - Her şeyin bir çaresi vardır Barış. Zaman hayattaki en büyük ilaçtır. Bazen istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda kalırız. Bunlar ilk anda bizi mutsuz ediyormuş gibi görünürler ama uzun vadede anlarız ki olması gereken oymuş. Düşünsene, hayatımız boyunca anne ve babanın bana karşı nasıl bakacaklarını... Birlikte onların elini öpmeye gittiğimiz zaman ikimiz de sanki cehenneme girmiş gibi hissedeceğiz kendimizi, ya onlar, onlar daima bunun huzursuzluğunu yaşayacaklar. Ben böyle bir hayat istemiyorum Barış. Ayağa kalktı: - Artık sanırım konuşacak bir şey kalmadı. Her zaman arkadaşımsın. Bunu da unutma. Sana bütün hayatın boyunca mutluluklar dilerim. Barış ağlamaklıydı. Hiçbir şey konuşamamıştı. Söylemek istedikleri, içindekiler, hissettikleri sanki aniden örülmüş bir duvar engeline takılmış, dilinin ucuna kadar gelen sözler kelimelere dökülememişti. Aliye'nin kararlı sözleri son noktayı koymuş gibiydi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Duyduklarının şokunu yaşıyor, sağlıklı düşünemiyordu. Salon kapısına kadar geldi. Mahzun bakışlarını Aliye'nin gözlerinin içine dikti. Göz pınarlarında beliren iki damla yaş yanaklarına süzüldü. Aliye dudaklarını ısırdı: - Sen harika bir insansın Barış ama beni de, aileni de anlamaya çalış ne olur... Barış hiçbir şey diyemedi. Başını çevirdi ve sessizce çıktı evden... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.