Darbe üzerine darbe yiyordu!

A -
A +

Safiye dehşetle açtı gözlerini. Sanki duyduğu cümlenin sonucunda bütün duyuları yok olmuş gibi betonlaştığını fark etti. Tuttuğu çay bardağı yuvarlanarak düştü elinden. Sıcak çay üzerine dökülmüştü. Ama yanık acısını bile hissetmedi. Boğazına bir kelepçe takılmış gibi konuşamıyordu. Hakan ağlamaya başlamıştı. Elleriyle yüzünü kapatarak hıçkırıklar içinde haykırdı: - Ben katil oldum anne!.. Birini öldürdüm... Dün gece birini vurdum... Ne diyeceğini bilemiyordu Safiye. Aklından yıldırım gibi düşünceler geçiyor, hapishane, mahkeme, polisler karmakarışık bir şekilde beyninin içinde dans ediyordu. Neden sonra boğuk bir sesle fısıldadı: - Kimi? Neden? Nasıl?.. Hakan yutkundu. Ellerinin, dudaklarının titremesinden doğru dürüst konuşamıyordu. - Dün gece bir benzin istasyonuna gittik. Önüne baktı. Suçlu bir ifade ile: - Kasadaki paraları alacaktık. Safiye inledi. Başı dönüyor, kulakları uğulduyordu. Hakan çözülmüştü. Monoton bir sesle devam etti: - Ben benzinciyi kontrol edecektim. Tabancayı korkutmak amacıyla çekmiştim. Ama adam üzerime saldırmaya kalkıştı. Heyecanlandım, korktum, nasıl oldu bilmiyorum, parmağım takıldı tetiğe. İstemeden oldu anne, inan ki öldürmek istemedim. Safiye ağlamaya başlamıştı. Öyle çaresizdi ki... Hakan yerinden kalkıp diz çökerek onun dizlerine sarıldı: - Bana ne yaparlar anne? Beni yakalarlar değil mi? Döverler değil mi anne? Safiye toparlanması gerektiğini düşünerek inanılmaz bir güçle başını kaldırdı: - Tabancayı nereden buldun Hakan? - Murat buldu anne. Taner babasının emekli maaşını çaldı. O parayla aldı silahı. Darbe üzerine darbe yiyordu sanki. Ölecek gibi hissediyordu kendisini. Hakan atıldı: - Anne, sakın beni polise teslim etme. Sakın anne... Kadın parmaklarını oğlunun saçlarına değdirdi hafifçe: - Nereye kadar kaçarsın oğlum... Bir can yok oldu. İsteyerek veya istemeyerek... Bir hayatı bitirdin. Bunun bedelini ödemek zorundasın. Korkma, Memduh amcana gider danışırız. Ama polisten, kanundan kaçmak olmaz Hakan. Teslim olacaksın. Zaten bulurlar seni. Şimdi bekle beni burada. Sakın bir yere çıkma. Yine de kapıyı kilitleyeceğim. Ben Memduh amcanı alıp geleceğim. Nasıl yapacağız bize yol gösterir. Ne de olsa kanun adamı. Şimdi benim sözlerimi dinleyeceğine söz ver... Hakan küçük bir çocuk gibi başını salladı "olur" anlamında. Safiye hemen mantosunu giyip başının örtüsünü bağladı. Dışarıya çıkıp sokak kapısını iki defa kilitledi. Hızlı adımlarla sokak boyunca ilerledi. Bütün yol boyunca içinde bulunduğu durumu irdelemeye çalışıyor, bir çıkar yol bulmak istiyordu. Bir yandan da oğlunun öldürdüğü zavallının ailesini düşünüyordu. Hiçbir suçu, günahı olmayan bir insanın hayatı sona ermişti. Ardında kimleri, neleri kalmıştı o zavallının. Bütün bunlara sebep olan insanın kendi yavrusu olması bir bıçak gibi saplanıyordu yüreğine... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.