Adliye koridorundaki tahta banklardan birinde oturuyordu Alev. Muhittin Bey ve Avukat Selami Bey ayakta duruyorlardı. Mübaşir elindeki listeyi kontrol ediyor, mahkeme saatinin gelmesini bekliyordu. Birden koridorun sonunda göründü Turgay. Zayıflamıştı. Gözlerini altı simsiyah halkalarla dolmuştu. Gözleri kısık, sert adımlarla gelip Alev'in karşısında durdu. Muhittin Bey hemen hareketlendi o tarafa doğru. Turgay boğazını temizledi: - Alev yanlış yapıyorsun, vazgeç bu sevdadan, yürü evimize gidelim. Muhittin Bey kızından önce atıldı: - Hâlâ konuşabiliyor musun sen buraya gelip? Turgay sinirli bir şekilde baktı ona: - Çekil önümden be ihtiyar! Selami Bey de yanlarında bitivermişti. - Turgay Bey, elimde mahkeme kararı var, lütfen uzak durun. Turgay dişlerinin arasından küfürler savurdu: - Senin kararların beni bağlamaz avukat efendi. Karımla konuşuyorum ben... Selami hemen merdivenin başındaki güvenlik görevlisine döndü: - Bakar mısınız? Bu sırada Alev ayağa kalkmıştı. - Selami Amca, lütfen, bırakın neyse derdi söylesin. Turgay alaycı bir şekilde gülümseyerek yaklaştı karısına: - Yürü evimize gidelim. - Uzak dur Turgay, seni istemiyorum artık, sevmiyorum, her şey bitti. Zorluk çıkartma bana. Seninle son defa konuşuyorum. Artık ikimiz de kendi yolumuza gideceğiz. Beni hiçbir şekilde döndüremezsin. Güle güle Turgay. Bugün bu mahkemede resmî olarak da bitecek bu ilişki... Turgay hiddetlenmişti. Kolunu tutmak istedi Alev'in. Genç kadın beklenmedik bir sertlikle tepki verdi: - Sakın! Sakın bana elini süreyim deme bir daha. Uzaklaş benden. Bitti artık diyorum anlamıyor musun? Turgay şaşkındı. Bu sırada mübaşirin sesi duyuldu: - Davacı Alev Köker, davalı Turgay Köker. Salon küçüktü. Kimlik tespitlerinden sonra Selami açıkça anlattı meseleyi. Aldıkları yaklaşmama davasının kararını takdim etti hakime. Alev'in hastaneden aldığı raporları uzattı. Hakim Turgay'a döndü. Uzun bir süre süzdü genç adamı: - Sen ne diyeceksen de bakalım beyefendi... Turgay çaresiz bir şekilde baktı çevresine. Kaybettiğini anlamıştı... > DEVAMI YARIN