Kaçıp gitmek istiyordu Tamer -24

A -
A +

Fidase hanım elmas gerdanlığını takıp aynanın karşısında kendisini seyretti birkaç saniye. Siyah bir tayyör giymiş, saçlarını topuz yaptırmıştı. Ortadan uzun boyu, siyah kavisli kaşları ile insana tedirginlik veren bir görünümü vardı. Seyfi beyin seslenmesiyle çekildi ayna karşısından. Siyah çantasını alıp odasından çıktı. Salonda bekleyen, gri İngiliz kumaşından dikilmiş, usta bir terzinin elinden çıktığı belli olan takım elbisesinin içinde Seyfi bey oldukça yakışıklı görünüyordu. - Geç kalıyoruz Fidase, nerede bu oğlan? Kadın bir eliyle saçlarını düzeltirken merdivenlere döndü: - Şimdi gelir Seyfi, aman ters bir şey söyleme, zaten zorla geliyor. - Yok canım, ne söyleyebilirim ki... Hah, geldi işte. Tamer dudakları bir çizgi halinde, gönülsüz bir tavırla indi merdivenleri. Annesinin yanağına bir öpücük kondurduktan sonra babasına döndü: - Evet, gidelim, ben hazırım. Hep birlikte çıktılar. Şoför Hikmet hemen arabanın kapısını açtı. Fidase hanım ve Seyfi bey arkaya Tamer ise öne bindiler. Araba hareket etmiş, sahil yolundan adeta süzülüyordu. Hiç konuşmadılar yolda. Ragıp beylerin villasının önüne geldikleri zaman Tamer yan gözle annesine baktı. Fidase hanım oğlundaki tedirginliği fark etmiş olacak ki iner inmez hemen onun koluna girdi: - Bak yavrum, her şey senin için de bizim için de çok güzel olacak. Her insan dengi dengine diye bir laf vardır. Hülya gerçekten çok güzel bir kız. Hem de ailemize uygun. Koluna takıp hiçbir tedirginlik duymadan göğsünü gere gere istediğin gibi yaşayabilirsin. Hem aile can atıyor kızlarını seninle evlendirmek için. Allah büyük, başından beri hep düşünmüşümdür bu kızı gelinim olarak. Dualarım kabul oldu galiba. Tamer yutkundu. Dişlerini sıktı. Kaçıp gitmek istiyordu. Boşandığı günden beri nerede yanlış yaptığını düşünüyordu. Feryal'in kusurlarını, hatalarını saymak, sıralamak istiyor, hiçbir şey bulamıyordu. Karısını ve çocuklarını özlediğini fark etmişti. Buz gibi geliyordu her mekan kendisine. Onları merak ediyor, ne yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını bilmek istiyordu. Biraz suçluluk duygusu, biraz Feryal'den çekinmesi yüzünden gidip göremiyor, adeta bir boşlukta yaşıyordu. Kapının önünde beklemekte olan Ragıp bey ve Nur hanım gürültülü bir seremoniyle karşıladılar misafirlerini. Ragıp bey bir tekstil fabrikasının sahibiydi. Seyfi beyin şirketleri aracılığıyla ürünlerini yurt dışında pazarlıyor ve oldukça iyi kazanıyordu. Bir tek kızları vardı. Geç evlenmiş bir çiftti Barutçuoğlu ailesi. - Sizleri burada görmek ne büyük şeref hanımefendi... Fidase hanım kibar bir şekilde teşekkür etti. Seyfi bey ile Ragıp bey dostça kucaklaştılar. Tamer iki adım geride duruyor, bütün bu merasimin özünde nasıl sahte bir gösteri olduğunu düşünüyordu. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.