Derin düşüncelere dalmıştı genç adam... Karısının ailesinin ilgisizliği, kayın validesinin kızına hak veren konuşmaları onu kendine bile yabancı hissettirmeye başlamıştı. Yine de biricik yavrusu için katlanmaya çalışmıştı her türlü kaprise. Bazen bardağın taştığı zamanlar olmuş, Şeref'in de ağzından maksadını aşan sözler çıkmıştı... Banka iyice yaslandı. Sona gelmişti bu evlilik artık. O anda hâlâ daha bir şeylerin beklentisiyle bunca zamanı geçirdiğini fark ederek içinin acısını bastırmaya çalıştı. Alıp başını gitmek istiyordu uzaklara. Kimsenin kendisini tanımadığı yerlerde nefes alıp vermek istiyordu. Dünyanın altında ezilip kalmıştı sanki. Bu hayatın tek gayesinin küçük kızı olduğunu düşünüyordu. Yasemin'e olup biteni anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdı. Küçük kızın konuşmak istediği çok şey olduğunu fark edebiliyor ama biraz da bencil bir düşünce ile buna hiç meydan vermemeye çalışıyordu. Yavaşça kalktı banktan. Güneş batmak üzereydi. İzmir körfezi gökyüzünün kızıllığı altında ışıldayan masmavi sularıyla ışıl ışıldı. Otobüs durağına doğru isteksiz adımlarla yürüdü. Bundan sonrası için hiçbir şey planlayamıyordu artık. Beyni durmuş gibiydi. Elinde olsa her şeyi yıkıp dökecekti. Vurmak, kırmak, parçalamak istiyordu. İçindeki sıkıntıları ancak böyle atabileceğini, bu şekilde deşarj olabileceğini düşünüyor, olağanüstü bir gayretle kendine hakim olmaya çalışıyordu. Otobüse bindi, en arka koltuğa oturdu. Gözlerini kapattı. Yıllardır uyumamış gibi hissediyordu kendisini. Mahkemeye falan gitmeyecekti. "Kendi kendine kararını versin hakim" diye düşündü. Sena'yı tekrar görebilecek gücü yoktu. "Kaybolmalıyım, yok olmalıyım..." diye geçirdi içinden. Evine geldiği zaman hava kararmıştı. Bahçe kapısında bekliyordu Yasemin. Kızını görünce gözleri doldu, hiçbir şey söylemeden sımsıkı sarıldı kızına. *** Sena aynaya baktı. Krem rengi kepinin kenarından sarkan beyaz çiçekler iki sıra halinde omuzlarına kadar iniyordu. Yuvarlak yakalı kepiyle aynı kumaştan yapılmış düz uzun elbisesinin üzerindeki yine krem rengi şifon tunik kıyafetini tamamlamıştı. Sade ama çok özenle yapılmış makyajı, dalgalı fönlenmiş kumral saçları ile oldukça şık görünüyordu. Beyaz ayakkabılarının oldukça pahalı, kaliteli bir imalat olduğu duruşundan belli idi. Oldukça heyecanlıydı genç kadın. Bir ay önce boşanma davası sonuçlanmıştı. Şeref mahkemelere katılmadığı için dava kendiliğinden tamamlanmış, hakim boşanma kararını onaylamıştı. Yasal temyiz süresini geçirdikten sonra karar Şeref'in adresine gönderilmiş, oradan da İzmir adresine postalanmıştı. Bütün bu süreç tamamlandıktan sonra Burhan, Sena'yı karşısına alıp konuşmuştu. Evlenmek istiyordu genç kadınla. Ona rahat, huzurlu, mutlu bir hayat vaat etmişti. Sena ise hiç düşünmeden kabul etmişti bu teklifi. Arzuladığı hayat tarzının içindeydi buraya geldiğinden beri... > DEVAMI YARIN