Bu arada Cavit bey de gelmişti yanlarına. Gözleri dolu dolu bir şekilde sarıldı oğlunun boynuna. Kokladı, bastı bağrına. Kaan sarılma faslı bittikten sonra babasına döndü: - Valizler bagajda mı baba, alalım onları. - Tamam oğlum, al bu bagaj fişi. İki tane valizimiz var. Sonra yan gözle muzip bir tavırla karısına baktı: - Malum annen.... Doldurdu da doldurdu. Bana kalsa bir el çantası yeterdi ama... Müzeyyen hanım yüzünü ekşitti: - Aşkolsun Cavit, oğluma geliyorum, bir sürü şey yaptım, sarma bile sardım sana evladım. Kaan gülümsedi annesine: - Anam benim, öyle özledim ki yemeklerini... Hep birlikte eşyaları alıp bir taksiye bindiler. Müzeyyen hanım yol boyunca oğlunu küçük bir çocuk gibi sevdi. Cavit beyin gözlerinden de mutluluk akıyordu. Kaan'ın imtihanlarını başarıyla vermiş olması çok memnun etmişti adamı. Gözlerinden oğluyla iftihar ettiği belli oluyordu. Eve geldikleri zaman sabah güneşi kendini iyice belli etmeye başlamıştı. Kaan bir ekmek aldı. Anne ve babasıyla aylar sonra birlikte kahvaltı edecekti. Annesinin yapıp getirdiği börekleri tatmak için sabırsızlanıyordu. Emre misafirleri pijamalarıyla karşıladı. Müzeyyen hanım sordu: - Nasılsın Emre'ciğim, annen baban nasıllar? Onların gelmeye niyeti yok mu hiç? - Müzeyyen teyze, onların gelmesi zor. Ben gideceğim bir müddet sonra. Babamın işleri çok. - Olsun yavrum, bunlar sayılı günler, geçer gider nasıl olsa.... Müzeyyen hanım yorgun olmasına rağmen becerikli bir şekilde sofrayı hazırladı. Oğlu için o kadar çok şey getirmişti ki.. Hep birlikte oturdular... Emre iştahla kahvaltısını ederken bir yandan da konuşuyordu: - İnan ki Müzeyyen teyze, böyle bir kahvaltıyı çok özlemiştim, iyi ki geldiniz... - Afiyet olsun yavrum, ben de senin annen sayılırım, doya doya yiyin... Cavit bey çayından bir yudum aldıktan sonra oğluna döndü: - Eee, söyle bakalım Kaan? Annen bir şeyler anlattı! Kaan mahcup bir tavırla annesine baktı, sonra gülümsedi: - Şey baba.... Bir kızla tanışmıştım, onu anlattım anneme... Cavit bey gülümsedi: - Bana da anlat oğlum... Emre bir kahkaha attı: - Kaan bu Cavit amca, hemen aşık oldu işte... Benden söylemesi, bu adam hemen evlenir. Müzeyyen hanım sevgiyle oğlunun sırtını okşadı. Kaan utanmış, gözlerini indirmişti bile... Cavit bey arkasına yaslanıp, kahvaltı sonrası karısının getirdiği demli keyif çayını beğeniyle yudumlayarak derin bir nefes aldı. Kaan karşısındaki koltukta oturmuş günlük gazetelere bakıyordu. Emre kahvaltıdan kalkıp izin istemiş ve çıkmıştı. Müzeyyen hanım ise kahvaltı bulaşığını yıkamış, kendi çayını da alarak yanlarına gelmişti: - Yol bayağı yoruyor insanı. Aslında biraz uyudum da ben otobüste ama.... Cavit bey gülümsedi: - Yormaz mı hanım, sekiz, dokuz saat yol geliyorsun... DEVAMI YARIN