"Nefret, insanı yıpratır yavrum"

A -
A +

Zafer bir haftanın sonunda biraz daha sakinleşmiş, ama hâlâ terk edilmenin sancısını yüreğinde hissederek Serpilsiz hayatına alışmaya çalışıyordu. İşe başlamamıştı henüz. Bir hastaneye gitmişlerdi babasıyla. Branşı psikiyatr olan doktora meseleyi olduğu gibi anlatmış ve on günlük rapor almıştı. O gün yine herkesten önce kalkmış, pencerenin önünde elleri cebinde uzaklara bakıyordu. Mümtaz Bey sessizce girdi odaya. Üzgün gözlerle oğlunu süzdü: - Zafer, nasılsın yavrum? Zafer geri döndü ve acı bir gülümsemeyle baktı babasına: - Nasıl olayım baba! İyiyim işte, gördüğün gibi nefes alıp veriyorum. - Geçecek yavrum, geçecek, göreceksin... Biraz gayret et, bak Yasemin çok tedirgin. Zafer koltuklardan birine oturdu: - Baba bana hiç sormadı annesini, size sordu mu? Mümtaz Bey kaşlarını kaldırdı, boynunu büktü: - Biz de geçen gün annenle onu konuştuk, hiç sormadı. Sanki hayatında hiç olmamış gibi davranıyor. Hayret ediyorum. Çocuğun ruh durumunun iyi olmadığını gösterir bu bence, bir doktora danışsak mı? Ne dersin? Zafer dudaklarını ısırdı: - Bizi ne hale soktu baba! Şu duruma bak! Allak bullak etti hayatımızı, onca sevgiye, onca ilgiye, evladına, bana rağmen, böyle kalpsiz, böyle bencil, böyle ihtiraslarına yenilecek kadar zayıf bir kadını ben nasıl sevmişim baba! Ona bir şey olacak diye geceleri uykularım kaçıyordu, gözünün içine bakıyordum, en büyük korkum onun incinmesiydi. Mümtaz Bey oğlunun yanına yaklaştı oturduğu yerden kalkıp, elini onun omzuna koydu: - Bırak şimdi bunları, düşünme artık, bak bir genç kız yetiştiriyoruz. Biz senin arkandayız oğlum, bunu hiç unutma. Zaman bütün bu duygularını törpüleyecektir. Biraz sabır! Zafer başını iki yana salladı: - İçimde sadece nefret var baba! Beni Serpil'in yokluğuna dayandırabilecek tek duygu bu! Mümtaz Bey içini çekti: - Nefret insanı yıpratır yavrum... Bu sırada Yasemin girdi odaya. Koşarak babasının kucağına çıktı: - Babacığım, sen bir daha işe hiç gitme ne olur, senin evde olman öyle güzel ki... Zafer kızına sevgiyle sarıldı ve gülümsedi: - Babalar para kazanmak zorundadırlar kızım, yoksa sana nasıl bakarım? Dudaklarını salladı küçük kız: - Dedem bakar bize. Babaannem, dedem, sen ve ben hep birlikte oturalım. Yasemin annesinden hiç bahsetmiyordu. Sanki onu hiç tanımamış gibiydi... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.