O gün nişanları yapılıyordu...

A -
A +

Saadet fırladı oturduğu yerden: - Onun için yapacağınız en güzel şey ondan uzak durmak olacak Kamil Bey. Başka hiçbir şey istemiyorum sizden, başka hiçbir şey kabul edemem sizden. Saadet bugüne kadar kazandığı paraların kimin katkısıyla olduğunu bilmeden konuşuyordu böyle. Kamil Bey sessizce yutkundu: - Peki kızım, nasıl istersen... Ben uzak duracağım, kim olduğumu Gülay asla bilmeyecek. Ama bir büyükbaba olarak sana teşekkür etmek isterim. Mükemmel bir evlat yetiştirmişsin. Belki bir faydam olur diye söylüyorum. Damadın olacak çocuk da ailesi de mükemmel insanlardır. Hiç endişe duyma. Çok iyi bir ailedir. O bakımdan rahat ol yavrum. Saadet gitmek için kapıya doğru yürüdü. Kamil Bey fısıldadı arkasından: - Onu hiç sormayacak mısın Saadet Hanım? Saadet hızla döndü geriye ve gözlerini kıstı: - O kim? Ben kimseyi tanımıyorum Kamil Bey... Yaşlı adam acı bir gülümsemeyle boynunu büktü, "haklısın kızım, kim olsa tanımazdı" diyebildi. *** İnciraltı'ndaki lüks restoran kalabalıktı. Sağ taraftaki uzun masada Orhan'ın arkadaşları, Gülay'ın arkadaşları, Sayar ailesinin ve Saadet'in yakın dostları oturmuşlardı. Masanın başında oturan Kamil Bey sessizce izliyordu etrafını. O gün nişanları yapılıyordu Orhan'la Gülay'ın. Şefik Bey anlamlı bir konuşma yaptı. Sonra yanında oturan Saadet'e eğildi: - Saadet Hanım siz de uygun görürseniz yüzükleri Kamil Abinin takmasını istiyorum. Aramızdaki en yaşlı insan ve benim ağabeyim sayılır. Saadet yan gözle yaşlı adama baktı. Onun gözlerinde yalvaran bir ifade vardı âdeta. Yutkundu ve fısıldadı: - Bence mahzuru yok. Tabii takabilir. Kamil Bey kekeleyerek birkaç kelime söyledi. Sonra titreyen parmaklarıyla önce Gülay'ın sonra Orhan'ın parmağına geçirdi nişan yüzüklerini. Gülay saygıyla elini öptü yaşlı adamın. Kamil Bey titriyordu. Fark etmişti Gülay bu fevkalade hâli. Kimseye hissettirmeden fısıldadı yaşlı adamın kulağına: - İyisiniz değil mi Kamil Amca? Başını salladı yaşlı adam. Ağlamaklıydı. Sevgiyle baktı Gülay'a: - İyiyim kızım, çok iyiyim hem de. Heyecanlandım birden. Gülay çok şıktı. Lila rengi bir tuvalet giymişti. Sade ama çok güzel bir makyaj uygulanmıştı yüzüne. Boynunda kayınvalidesinin hediyesi olan pırlanta bir kolye vardı. Gözleri ışıl ışıldı. İçinin temizliği âdeta yüzüne vurmuştu. Orhan ise siyah takım elbisesinin içinde son derece yakışıklı görünüyordu. Kısa zamanda hazırlanmışlaradı. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.