Huriye Hanım doktorun izin vermesi üzerine Serpil'in yattığı odaya girdi usulca. Ayaklarının ucuna basarak ilerledi yatağın yanına. Kolunda serum takılıydı genç kadının. Gözlerinin altı mosmor olmuştu. Hafifçe araladı göz kapaklarını, acı bir tebessüm belirdi dudaklarında: - Korkuttum seni Huriye Abla, ne olduğunu anlamadım ben de... İşaret parmağını dudaklarına götürdü kadın: - Şiişt! Konuşup yorma kendini. Geçti işte. Biraz daha rahatsın değil mi? Başını salladı Serpil: - Rahatım, baş ağrım hafifledi biraz. Midemin bulantısı da geçti. - Birazdan gideceğiz eve. Ama sonra yeniden geleceğiz. Tedavi olman gerekiyor. Serpil gözlerini kapattı: - Faydası yok Huriye Abla, biliyorum. Huriye Hanım şaşkınlıkla açtı gözlerini: - Hastalığını biliyor muydun Serpil? Genç kadın derin bir soluk aldı: - Biliyordum Huriye Abla, kurtuluş olmadığını da biliyorum. Öleceğim. Huriye yatağın kenarına oturdu: - O da ne demekmiş öyle, neden ölüyormuşsun, sen nereden bileceksin! Allah büyük... Ameliyat olacaksın, bunun da çaresi var elbet, her şeyin olduğu gibi. Serpil acı tebessümünü yeniden yerleştirdi dudaklarına: - Ölümün çaresi yok Huriye Abla, senin de derdin kendine yeterken bir de ben geldim... Huriye Hanımın sesi yükseldi: - Saçmalama bakayım, ben seni kendi kardeşim gibi görüyorum, kısacık bir zaman oldu seni tanıyalı ama senin nasıl iyi bir kız olduğunun farkındayım. Yoksa evime alır mıydım? Çok konuştuk şimdi. Serumun bitene kadar dinlen bakalım, sonra evimize gideriz. Rahatça yatağına yatırırım seni. Murat da merak etmiştir şimdi. Haydi kapa gözlerini bakalım. Geldiği gibi usulca çıktı odadan. Ne yapacağını şaşırmıştı. Yüreği büyük bir üzüntü ile doluydu. Serpil'e bakıyor ve onun bu zarif, genç varlığını ölümle bağdaştıramıyordu... İki saat kadar sonra serum bitti. Doktor reçeteyi yazıp Huriye Hanıma verdi: - Bu ilaçları aksatmadan kullanacak. Biraz kendini iyi hissettiği zaman yeniden gelin ve diğer tetkikleri de yapalım ve ne yapacağımıza karar verelim. Burada ameliyat edemeyiz. İzmir'e, ya Ege Üniversitesine ya da Dokuz Eylül Tıp Fakültesine sevk edeceğim sizi. Huriye teşekkür ederek aldı reçeteyi. Biraz sonra yine ambulansa binerek eve döndüler. Serpil bitkin görünüyordu. On dakika sonra gözlerini kapatmıştı bile. Huriye kendisine bir kahve yapıp mutfaktaki masaya oturdu. Serpil'in bilinmeyenlerini öğrenmenin zamanı gelmişti artık... DEVAMI YARIN