Yağız'ın çığlığıyla kendine geldi!..

A -
A +

Neden sonra Yağız'ın sevinç çığlıklarıyla kendine geldi Feryal... Küçük çocuk elindeki oyuncakların kendisine verdiği hazla sevinç çığlıkları atıyordu. Gülümsedi kendi kendine, içi sevgiyle doldu. Bir ara saatine kaydı gözü. Altıyı geçiyordu. Hemen hareketlendi. İki oğluna da güzel bir banyo yaptırdı. Mis gibi giydirdi ikisini de. Ozan'a sıkı sıkı tembih etti: - Canım oğlum, akşam yemeğe gideceğiz, çok uslu olun olur mu yavrum, göreyim sizi. Daha sonra kendisi hazırlandı. Banyosundan sonra saçlarını kuruttu. Güzel ve sade bir etek ve bluz giydi. Saat yediye on kala hepsi hazırdı. Çocuklarını aldı. Bahçeden usulca yürüyerek köşkün kapısına geldi. Turgut efendi onları kapıda bekliyordu... Firuze hanım okuma odasındaki çalışma masasında bir dergi okuyordu. Feryal ve çocuklar eve girer girmez yirmi yaşlarında bir genç kız hemen çocuklarla ilgilenerek onları salona aldı. Turgut efendi kibarca yaklaştı Feryal'e: - Hanımefendi çalışma odasında sizi bekliyor efendim. Feryal, teşekkür ederek çalışma odasına yürüdü. Kapıyı hafifçe tıklattı. Başını uzattı: - İyi akşamlar efendim. Nasılsınız? Firuze hanım başını kaldırdı ve gülümsedi: - Gel bakalım Feryal. İyi akşamlar kızım, nasıl yerleştiniz mi? Bir eksiğiniz var mı? - Hayır efendim. Her şey mükemmel. Size minnettarım, çok teşekkür ederim. Başını iki yana salladı yaşlı kadın. Çok zarif, kahverengi tonları olan bir elbise giymiş, bembeyaz saçlarını her zamanki gibi topuz yapmıştı. İlk bakışta yetmiş yaşlarında görünüyordu. Bu kadar genç ve dinç kalmasının nedeni Feryal'in düşüncesine göre disiplinli ve düzenli bir hayat yaşamasıydı. - Teşekküre değmez kızım. Sen sana verdiğim imkânları emeğinin karşılığında hak edeceksin. Yemekten sonra seninle bir program yapalım. Benim bütün yaşantım senin kontrolünde olacak artık. Programlarımı düzenleyecek, işleri benden daha fazla ve iyi bileceksin. Gerektiği yerde direktifleri sen vereceksin. Ben yoruldum Feryal. Bu sözlerin ardından muzipçe gülümsedi: - Eh artık yorulmam da normal değil mi? Doksan yaşına girdim iki ay önce. - Allah daha da uzun ömürler versin efendim. Firuze hanım sevgiyle tebessüm etti ve devam etti: - Biliyorsun, bu köşkte tam altı kişi çalışıyor. Birisi Turgut. Yıllardır yanımızda. İki hizmetçim var. Ortalık işleri için. Bir aşçı, bir bahçıvan ve bir de şoförüm var. Hizmetçilerden birini senin dairen için görevlendireceğim. Çocuklarla da o ilgilenecek. İstersen kreşe devam ederler, istersen köşkte kalıp burada bakılırlar. Buna sen karar vereceksin. Bütün bu çalışanların iş organizasyonlarını da sen yapacaksın. Seni yarın avukatlarımla da tanıştıracağım. Yetkilerini belgeleyen bir de vekaletname çıkartacağız. Sabah uyandığın zaman kahvaltımızı beraber edeceğiz. Daha sonra ben üç saat gazete okurum. Bu arada sen koordinasyonlarını yapar, planlarını düzenlersin. Sonra yanıma gelip bana bilgi verirsin. Sonra öğle yemeğini yeriz. Öğleden sonra iki saat serbestsin. Çocuklarınla ilgilenebilir, canının istediğini yaparsın. Öğleden sonra saat iki buçuk veya üçte hastahaneye gideriz. Bazen sen yalnız gidersin. Akşam yemeğinde de birlikteyiz. Ben her gün dokuz buçukta yatarım. Ondan sonrası sana ait. Bunu daha belirli bir düzene sokarız. Feryal hayranlıkla dinlemişti yaşlı kadını. Kendi karakterine uygun düzenli bir hayata başlıyordu. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.