Zaman geçtikçe umudu tükeniyordu

A -
A +

Kadın gözlüklerini düzeltti: - Yok evladım, ben iyiyim. Geçti, o an sıcağı sıcağına biraz sancıdı sadece. Şimdi bir şey kalmaz. Yaşlılık kolay değil yavrum. Kemiklerimiz artık iyice zayıfladı. En ufak bir sarsıntıda hemen inciniyor. Seneleri taşıdılar zavallılar.. Feryal bu son derece hanımefendi kadına hayran olmuştu. Sevgi ve saygıyla gülümsedi. Yaşlı kadın hafifçe ona doğru eğilerek sordu: - Aileniz var mı kızım? - İki küçük oğlum var efendim. Eşimden yeni ayrıldım. Onlara bakmak zorundayım. O nedenle iş arıyorum. Hayatımızı ve onların geleceğini hazırlamak için çalışmak zorundayım. Yaşlı kadın hiçbir şey söylemeden ayağa kalktı. Feryal'e gülümsedi: - Ben tekrar yukarı çıkmak zorundayım, bir şey unuttum. Size çok teşekkür ederim yavrum... Feryal yaşlı kadının asansöre binmesine yardım edip gülümseyerek kapıyı kapattı. Yan gözle bankonun ardındaki, kendisine haber verecek olan kıza bakarak yerine oturdu. Zaman geçtikçe umudu tükeniyordu. Bir süre sonra burada boşu boşuna beklediğine inanmaya başlamıştı bile. Neredeyse bir saat geçmişti. Sabırsızlıkla ayağa kalkıp, iyi veya kötü bilgi alabilmek için bankoya doğru yürüdüğü sırada oradaki genç kızın da kendisine işaret ettiğini görerek heyecanlandı. Hızlı adımlarla kızın yanına gitti: - Sizi yukarıda bekliyorlar hanımefendi. Beşinci kat, soldan üçüncü oda. İnsan kaynakları müdürümüz bizzat görüşecek sizinle... - Çok teşekkürler, artık ümidim kesilmek üzereydi. Bu sözleri heyecanlı bir sevinçle söylemişti. Hemen az önce yaşlı kadını bindirdiği asansöre doğru yürüdü. Asansör aynasında saçlarını, üzerini başını düzeltti. Beşinci kata geldiği zaman bayağı heyecanlıydı. Soldan üçüncü odanın önünde durdu, derin bir nefes aldı, içinden usulca mırıldandı: - Hakkımızda hayırlısı olur inşallah. Allah'ım bana yardım... Başını kendinden emin bir şekilde kaldırdı, dik durdu ve kapıyı hafifçe vurdu. Bir süre sonra içeriden yumuşak bir erkek sesi duyuldu: - Giriniz! Yavaşça çevirdi kapının kolunu. Çok sade döşenmiş, açık renklerin hakim olduğu sevimli bir odaya girdi. Dört bir tarafta saksılar vardı. Kocaman olmuş benjaminler, yukalar son derece canlı bir şekilde yeşilleriyle şenlendiriyorlardı odayı. Aydınlıktı. Krem rengi geniş masanın arkasında yaklaşık elli beş, altmış yaşlarında, sarışın, mavi gözlü bir adam oturuyordu. Lacivert bir takım elbise giymiş, krem rengi bir kravat takmıştı. Burnunun hemen üzerinde duran sarı çerçeveli gözlükleri farklı bir hava veriyordu yüzüne. Gülümsedi Feryal'e: - Buyurun küçük hanım, hoş geldiniz... - Teşekkür ederim efendim. Adamın eliyle gösterdiği koltuğa ilişti. Heyecanını bastırmak için odaya göz gezdirdi. Adam önünde duran kâğıtlara baktı: - Formunuzu okudum Feryal hanım. Biliyorsunuz burası büyük bir işletme. Sizinle hemen ilgilenmemizin nedeni ise samimiyetiniz. Yazdıklarınızdan bunu anladık. Sizinle çalışmayı düşünüyoruz. Belki anlaşabiliriz şartlarımızda. İki evladınız olduğunu söylemişsiniz. Biliyorsunuz bizim hastahanemizde bir de kreşimiz var. Çocuklarınız için sanırım çok yararlı olur. Tabii personel olacağınız için size çok fazla bir maddi yük de getirmez. Personele çok farklı ücret uygulanmakta çünkü. Sigortanız hemen yapılır ve ilk etapta maaşınız altı yüz milyon civarında olur. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.