"Zeynep'e engel olmalıyım!.."

A -
A +

Kerim Türkmen ceviz masasının çekmecesinden sarı kalın bir zarf çıkartarak uzattı Halil'e. Sıska adamın renksiz yüzünde bir gülümseme belirdi. Dudaklarını diliyle ıslatarak uzanıp aldı zarfı. Küstahça tavırları vardı. Zarfın içinde parlayan bir demet banknotu elleriyle adeta okşadı. Sonra karşısındaki adama döndü: - Devam edecek miyiz? - Evet, edeceksin. Gözün kızımın ve bu adamın üstünde olacak. Eğer bir gün kızım onların evine giderse mutlaka bana haber vereceksin anında. Şimdi gidebilirsin. Halil başını hafifçe eğerek külhani bir selam vererek çıktı odadan. O çıkar çıkmaz Kerim Beyin yüzü değişti. Öfkesi gözlerinde yanıp sönen şimşeklerden anlaşılabiliyordu. Kendi kendine konuştu: "Kocamustafapaşa ha? Tarif ettiği yer aynı yer. Bu çok tehlikeli. Hem de çok tehlikeli!.." Hemen telefona sarıldı. Avukatı Turgay Şenol'u arıyordu. Birkaç dakika sonra karşısındaydı avukat: - Emredin Kerim Bey. Eğer bakıcıyı soracaksanız bugün öğleyin halloluyor o mesele... Kerim Bey onun daha fazla konuşmasına müsaade etmeden atıldı: - Hayır, hemen ofisime gel Turgay Bey... Yüz yüze konuşmamız lazım. Başka bir şey söylemeden telefonu kapattı. Arkasına yaslanarak düşünmeye başladı. Bunca sene bir pürüz çıkmadan işlerini halletmiş, başka insanların hayatını onların olurunu bile almadan kendi isteğince yönlendirebilmişti. Ama belki milyonda bir olan ihtimaller şimdi karşısındaydı. "Buna engel olmalıyım! Zeynep'e engel olmalıyım!.." Yarım saat sonra avukatı karşısındaydı. Heyecanlı ve merak içindeydi adam. - Emredin Kerim Bey? - Turgay, Kocamustafapaşa'daki ev derhal boşaltılacak. Başka bir yerden, daha uzak bir semtten bir ev tutulsun. Cemile Hanımı oraya taşıyın. Bakıcı işi de hemen halledilsin ama bakıcıya karar verdiğin anda ben bizzat konuşmak istiyorum onunla. - Bugün öğlenden hemen sonra bir aday gelecek efendim. Ben bir kere görüştüm ve beğendim. Emrederseniz bugün getiririm kendisini. Kerim Bey başını salladı: - Tamam hemen getir. Sonra çatık kaşlarla baktı avukatın yüzüne: - Bu ev meselesini de derhal hallet. Şu anda oturduğu semtin tamamen uzağında bir ev bul. Evden taşınılana kadar da nereye gidileceğini kimseye söyleme. Ne bakıcı ne Cemile Hanım bilmeyecek. Turgay bey alnında biriken terleri beyaz mendiliyle sildi: - Emredersiniz efendim. Hemen bugün hallederim. - Eğer paraya ihtiyaç olursa muhasebeye emir vereceğim, istediğiniz miktarı alabilirsiniz. Sınırı yok! Turgay Şenol buna daha çok memnun olmuştu ki sırıttı: - Hallederim efendim. - Şimdi gidebilirsiniz. Öğleden sonra bakıcıyı bekliyorum. Avukat geri geri giderek çıktı. Kerim Bey biraz rahatlamış görünüyordu. İyi bir karar verdiğine inanıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.