Seneye inşallah (!)

A -
A +

Lorant'ın Ceyhun'la başlamaması, sol kanatta Yusuf'un çaresizliği, müthiş Yunan baskısı, zeminin bozukluğu... Yoo, yoo... Bunların hiçbiri ama hiçbiri dün gecenin mâzereti olamaz... Bakmayın ilk maçta 1-1 berabere kaldığına... F.Bahçe'nin tur için kendini zorlamasına, çırpınmasına zerre kadar ihtiyacı yoktu dün gece... Çünkü karşısındaki takım, bırakın ayarında olmayı, dörtte biri dahi etmezdi... Galibiyetten işte bu kadar emindim. Emin olmak ne kelime, fark atacağımızı dahi düşünüyordum... Ama nereden bilebilirdim ki; Rüştü'nün UEFA sendromu yeniden nüksedecek... Canım kardeşim; bilmem ki sana ne demeli? Üç sezon önce de MTK Budapeşte gibi adı sanı duyulmamış bir takıma yine basit hatalarla turu hediye etmiş, F.Bahçe'yi kaosa sokmuştun... Yahu; madem UEFA Kupası'na alerjin var, söyle o zaman seni bu kupada oynatmasınlar...  Rüştü'nün yediği hatalı goller F.Bahçe'nin tüm oyun düzenini bozmakla kalmadı, kazanma azmini de çimlere gömdü. Tuncay'ın golüyle yeşeren umutlar ise Michaelsen'in bazukasıyla tamamen soldu. Gol umutlarımız Ortega ile Serhat uzun boylu Yunan futbolcuların arasında kaybolup giderken, Lorant tüm bu olanları çaresiz bakışlarla seyretmekten başka hiç birşey yapamadı... Olan yine her sezona taze umutlarla başlayan, bu yönetim zihniyetiyle hiç birşeyin olmayacağını bir türlü anlayamayan cefakâr F.Bahçe taraftarına oldu... Ortega'ya 22, Washington'a 9 milyon dolar verilmiş, paralar çarçur edilmiş kimin umurunda? Önümüzdeki Temmuz yeni bir takım kurup "haydi Bismillah" yeniden başlarız, ne olacak yani? Nasılsa bizde para da, zaman da, sabır da gani gani... Üstelik G.Saray'a da 6 attık... Öyle değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.