Darısı Başıma

A -
A +

Cuma günü gittim reklam bombardımanına uğramış haldeki filme. The Wedding Planner. Nasıl oluyor da Darısı Başıma olarak Türkçe'ye çevrilebiliyor, orası meçhul. Jennifer Lopez. Bir melez. Film için ne demeli? Klasik Walt Disney çizgisi... Ünlü kadın alınmış, yanına yakışıklı adam konulmuş. İmkansız süsü verilmiş bir aşk hikayesi uydurulmuş, ismi film olmuş. Bir eğlencelik... Sinemayı keşfeden Fransızlar kesinlikle bu çizgiyi hedeflememişlerdir sanırım ama boş vaktiniz varsa, bahardan etkileniyorsanız, canınız aşık olmak istiyorsa gidebilirsiniz. Benim canımın aşık olmak istediği falan yok çok şükür. Bunca acıdan sonra yoğurdu üflemek kesmiyor, derin dondurucuya koyup bekletiyor sonra tüketiyorum. Ben tamamen sinema salonunun karanlığına saklanma amaçlı gittim o filme. Biraz gün ışığından biraz da kendimden kaçmak için. Ne kadar ayıp değil mi? İnsanların kafasında bir 'güçlü kadın' imajı var. Anladığım kadarıyla beni de o kategoriye sokuyorlar. Belki doğrudur. Belki güçlüyümdür. Ama bu asla duygusuz olmak demek değil. Üzülmemek değil. Ancak yıkılmamak olabilir. İşte bu sınırların dahilinde yaşamaya alıştırmışsanız kendinizi o zaman arada sırada karanlıklara saklanmak zorunda kalıyorsunuz. Bunlar şikayet amaçlı satırlar değil. Yine bir fikir uçuşmasının tam ortasındayım. Bugün Pazartesi... Bir başlangıç günü. Bir kez daha denemek için kim bilir verilmiş kaçıncı fırsat? Onun için keyifli olmanızı istiyorum. Şöyle derin bir soluk alıp gerilmenizi ve her şeye boş verip enerjiyle ileri atılmanızı istiyorum. Boş vermek... Büyük lüks... Büyük başarı... Umarım becerebilirsiniz. Bütün sıkıntılara küsüp bir kenara koyar, hayatın sürprizlerine kucak açarsınız. Darısı başıma.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.