Trump’ın Gazze Planı ve Putin’in reaksiyonu

A -
A +
Gazze’de yaşanan vahşeti kim durdurursa durdursun kabulümüzdür.
 
Zalimin elinde zulme mahkûm edilen çocukların, yaşlıların, kadınların ve tüm insanların kurtarılması için ortaya atılan her plan, ne kadar çok soru barındırsa da tünelin ucunda bir umut ışığı görme imkânı sunabilir.
 
Ancak süreci yakından takip eden herkesin bildiği üzere Trump, Netanyahu ve Siyonist baskının etkisi altında hareket etmektedir ve bu baskıyı aşmaya çalışmaktadır. Trump övgüye düşkün, egosu yüksek bir siyasetçidir; kontrollü dengesizliği ise stratejisinin bir parçasıdır. Netanyahu ise İsrail içinde köşeye sıkışmıştır. Dünya genelinde yükselen insani ve vicdani tepkiler, İsrail’in giderek yalnızlaşmasına yol açmaktadır. Filoya yönelik baskınlar da bu yalnızlaşmayı hızlandırmaktadır.
 
Trump’ın planı birçok soru işareti taşımaktadır. Hamas’a sunulan teklife “razı gel” baskısı bile, Trump’ın İsrail’i koruyarak Netanyahu’yu zarar görmeden süreci yönetmeye çalıştığını göstermektedir. Gazze ve Filistin konularına Trump’ın ne kadar vâkıf olduğu belirsizdir; fakat Siyonist lobinin Amerikan devlet yapısı üzerindeki etkisi açıktır.
 
Bu şartlarda beklentilerimizi daha gerçekçi ve somut yollarla şekillendirmeliyiz. Dünya genelinde sivil toplum örgütleri, devletlerin ve hükûmetlerin önüne geçerek küresel uyanışı hızlandırmaktadır. Bu uyanışın, er ya da geç, İsrail’i sorgulaması kaçınılmazdır. Özellikle ABD’de seçimler yaklaşırken başkan adaylarının Gazze ve Filistin politikaları seçmen karşısında belirleyici olacaktır. Sivil toplumun güçlü bir aktör hâline geldiği bir dönemdeyiz; bu inisiyatifin hükûmet politikalarını daha da fazla etkileyeceğini göreceğiz. Hamas ise her türlü fedakârlığa hazır olduğunu ilan etmiştir.
 
Rusya Devlet Başkanı Putin, Trump’ın Gazze planına ilişkin olarak “Eğer bu, sürekli vurguladığımız nihai hedefe ulaşılması konusuna yardımcı olursa Rusya bu planı desteklemeye hazır” diyerek şartlı desteğini açıklamıştır. Putin’in çıkışı dikkat çekiciydi. “Gazze’deki durum modern insanlık tarihinde korkunç bir olaydır. Bundan daha trajik ve üzücü ne olabilir ki?” sözleriyle yaşananları dolaylı olarak soykırım düzeyinde tanımlamış oldu. “Filistin’deki, Hamas da dâhil tüm gruplarla görüşüyoruz” ifadesi de ayrıca önem taşımaktadır.
 
Putin’in, Tony Blair değerlendirmesi de dikkat çekti: “Blair barış elçisi olarak bilinmiyor. Genel olarak, faaliyetleri, deneyimi ve bilgisi barışa yönlendirilirse olumlu bir rol oynayabilir.” Bu sözlerle Putin, Blair’in Orta Doğu’daki geçmiş rolüne ve yaklaşımına yönelik eleştirel bir imada bulundu. Ayrıca “Her şeyin mevcut Filistin yönetiminin kontrolüne devredilmesi daha iyi olur” diyerek tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.
 
Peki, Blair neden gündeme geldi? Orta Doğu’da olumsuz etkileri sıkça tartışılan bir isimdir. Amerika’ya yakınlığıyla bilinen Blair’in Trump tarafından tercih edilmesi, İngiltere’yi tamamen devre dışı bırakmama arayışını yansıtıyor olabilir. Orta ve uzun vadede ABD ile İngiltere’nin çıkarlarının çakıştığı noktaların bulunması da bu tercihi anlamlı kılmaktadır.
 
Putin’in Blair vurgusu önemlidir. Zira savaş ve kaosu besleyen bir anlayışa sahip olduğu sıkça eleştirilen birinin, barış tecrübesi olmadan sürece nasıl katkı sunabileceği sorgulanmalıdır. İsrail, bu süreçten kaybederek değil istediğini alarak çıkma niyetindedir; Netanyahu’nun uluslararası mahkemelerdeki aleyhte başvuruların geri çekilmesini şart koşması da bunun göstergesidir.
 
Küresel sivil toplumun artan hareketliliği ve uluslararası vicdan geri adım atmadığı sürece İsrail’in çıkmazı derinleşecektir. Tarihte hiçbir zulüm cevapsız kalmamıştır; Netanyahu ve aynı zihniyeti taşıyanlar da eninde sonunda mahkeme önünde hesap vereceklerdir, belki bugün değil ama mutlaka bir gün...
Öte yandan Müslüman toplumların bu sınavdan parlak bir notla çıktığını söylemek zordur. Türkiye ve Katar dışında elini taşın altına koyan ülke sayısı çok azdır. Bunun çeşitli nedenleri olabilir; ancak bu insanlık suçunu ve vahşeti durdurmak için hiçbir sebep masum, hiçbir gerekçe kabul edilebilir değildir.
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.