Dış açıktaki artış kriz alâmeti

A -
A +

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Mart ayı ithalat-ihracat verilerini açıkladı. Rakamlar, geçen yılın aynı dönemine göre ihracatın 27.3, ithalatın ise yüzde 44.8 oranında arttığını gösteriyor. Dış ticaret açığı ise yüzde 98.7 artarak 940 milyon dolardan 1.9 milyar dolara yükseldi. 2003 yılının ilk üç ayında ithalatın yüzde 77.3'ünü ara malları, yüzde 13.3'ünü sermaye malları, yüzde 8.3'ünü tüketim malları ithalatı oluşturuyor. Geçen yılın aynı dönemine göre ara mallar ithalatında yüzde 48.3, sermaye malları ithalatında yüzde 32.8 artış olmasına karşın, tüketim malları ithalatında yüzde 31.6 artış gözlendi. Bu ithalat patlaması, tehlikeli bir gelişmedir, kriz alâmetidir. Türkiye ithal mallar cenneti haline geldi. Bu tesbiti yapmak için süpermarketlerin, mağazaların raflarına göz atmak bile yeterlidir. İthalatımız son 4 yılda 60 milyar doları aştı. Bu süre içinde büro makinaları ve haberleşme cihazlarına (telefon, faks, bilgisayar, teksir makinası, hesap makinası) 9, elektrikli cihaz ve makinalarına (Matkap, freze, torna) 2.1, yük taşımaya mahsus araçlara (otobüs, kamyon, minibüs) 1.6, deniz yolu ulaşım araçlarına (yat, kotra, feribot)1, pamuğa 2, plastik maddelere (Kova, saklama kabı, kaşık, çatal, bardak) 6.9, kağıt ürünlerine (fotokopi, faks, gazete kağıdı) 3, demir çelik ürünlerine 7.9, kömüre 2, gıda maddelerine (peynir, bisküvi, meyve, çikolata, şekerleme) 1.7, binek otomobillere 5.5, dayanıklı tüketim mallarına (Buzdolabı, çamaşır makinesi, mutfak aletleri) 7.3 milyar dolar olmak üzere yurtiçinden sağlanabilir çok sayıda ürüne 60 milyar dolar para harcandı. İhracat yaparak kazandığımız her 100 doların 15 dolarını sadece lüks tüketim ithalatına harcıyoruz. Bu bir ithalat çılgınlığıdır, israf ekonomisidir. Tüketim malları ithalatına giden her 6 bin 500 dolar Türkiye'de bir kişiyi işsiz bırakıyor. Son 4 yılda ithalata harcadığımız 60 milyar dolar ile 9.3 milyon kişiye istihdam ortamı sağlayabilirdik. Oysa şimdi, Hasan'ın cebinden alıp Hans'ın cebine, Mehmet'in cebinden alıp Matheus'un cebine koyuyoruz. Her bir gemi dolusu ithal mal, Almanya'da bir fabrika kurulmasına hizmet ederken, buna karşılık OSTİM'de 1 fabrikanın kapanmasına, yüzlerce işçinin işini kaybetmesine neden oluyor. "Dış ticaret açığı çığ gibi büyürken devlet ne gibi tedbirler alıyor?" diye soracaksınız. Bildiğiniz gibi döviz ucuzladıkça ithalat artıyor. Hazine Müsteşarlığı, neredeyse yüzde 100 artan dış ticaret açığına, 20 milyon dolar döviz alım ihalesi açarak müdahale etmeye çalışıyor. Döviz kurlarının düşüklüğüne zamanında ve gerektiği gibi müdahale edilmemesi ithalatı özendirirken Türkiye ekonomisi kritik bir sürecin eşiğine getiriliyor. İhracatta elde edilen bütün kazanımlar ithalatın lüksüne heba edilirse bu araba yine devrilir. İthalattan kaçınma ve yerli malını tercih konusunda "ulusal bilinç" oluşturmalıyız. İsraf ekonomisi ile hiçbir ülke büyüyemez ve kalkınamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.