En sönük seçim

Erken seçime sayılı günler kaldı. Bugüne kadar gördüklerimizden farklı bir "seçim öncesi dönem" yaşıyoruz. Adayların afişleri dışında sokaklarda 13 gün sonra seçim olacağına dair bir belirti yok. Kampanyalar sönük. Seçmen ilgisiz, umursamaz ve yılgın, vaatlere kulağı tıkalı, seçim sonrası için umutsuz... İşsizliğe çözüm bulunacakmış. Gelir dağılımı adaletsizliğine son verilecekmiş. Vergiler düşürülecekmiş. Türkiye'ye yabancı sermaye akacakmış. Fakirleşme öyle boyutlara ulaştı ki seçmen boş vaatlerle karnının doymayacağını biliyor. Özellikle işçi ve Bağ-Kur emeklileri, patlama noktasına geldi. 3.7 milyon işçi emeklisi, dul ve yetimi ile bir o kadar Bağ-Kur emeklisi 100-440 milyon lira maaşla geçiniyor. 6 milyon asgari ücretli açlık sınırının altında yaşıyor. Açlık sınırı 400 milyon lira, asgari ücret 184 milyon lira... IMF'nin uygulamaya zorladığı tarım politikaları nedeniyle iyice fakirleşen 25 milyon çiftçi, 2 milyon 200 bin devlet memurunun dörtte biri açlık sınırının altında yaşıyor. İyileştirme zammıyla birlikte 360 milyon lira kazanan onbinlerce memur var. Gelelim esnafa... Milyonlarca esnaf sigorta primlerini ödeyemez durumda. Bağ-Kur'un esnaftan 7 katrilyon liralık sigorta prim ve faiz alacağı var. Gayriresmi rakamlara göre 9.5 milyon işsiz var. Onların yaşadığı hayat "açlık sınırının altında" bile değil... Türkiye'nin en büyük üç ilinden birisi olan İzmir'de Fırıncılar Odası, 3 bin bedava ekmek dağıttı. İnsanlar bir ekmek alabilmek için birbirini ezdi. Ramazan ayında yoğunlaşan gıda yardımları sırasında insanlarımızın perişan hali daha da gözle görülür hale gelecek. İzmir'de bu manzaralar yaşanıyor da Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde yaşanmıyor mu? Ankara'da gıda yardımı yapılması talebiyle valiliğe başvuran aile sayısı 70 bine ulaştı. Yetkililer, sayının yıl sonunda 100 bini geçebileceğini belirtiyorlar. Kötü yönetimler Türkiye'yi ne hale getirdi? 2002 yılının ilk dört ayında Fak-Fuk-Fon'un yardım eli uzattığı kişi sayısı 6 milyon 539 bine ulaştı. Yıl sonunda 10 milyonu bulacağına kesin gözüyle bakılıyor. Fon'dan yardım alanların sayısı 2001'de 1999'a göre % 100, 1998'e göre % 240 arttı. 31 milyon 319 kişi, 1997-2002 arasında fukaralık yardımı aldı. Bu şartlar altında seçim kampanyalarının sönük ve halkın ilgisiz olmasını doğal karşılamak gerekiyor. Çünkü milyonlarca insanın öncelikli sorunu beslenme oldu. Seçmen, iş ve aş vaatlerinin hoş ama boş olduğunu deneye yanıla öğrendi. Siyasetçi, klasik siyaset yapma alışkanlıklarından vazgeçmedikçe, "iş ve aş" sorununu çözemedikçe halkın ilgisizliğini ilgiye, yılgınlığını umuda dönüştürmek mümkün değil.