Kirli oyunun figüranları

Kıbrıs'ta AB pasaportu uğruna kirli bir oyun oynanıyor. Ada'daki Türk askerini "işgal gücü" olarak görenlerin senaryosunu yazdığı bu kirli oyunun figüranlarına bazı uyarılarda bulunarak vatandaşlık görevimi yerine getirmek istiyorum. AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, 3-4 Mayıs 2002 tarihinde İstanbul'da yapılan bir toplantıda, "Kıbrıslı Türkler Türkiye'yi istemiyor. Bunun için mücadele etmeleri gerekir. Bağımsızlıkları için, kurtulmak için gerekirse yollara dökülmeliler. Israrlı gösteri yaparak Türkiye'den bağımsızlıklarını istemeliler" demişti. Bakın son günlerde Kıbrıs'ta olup bitenlere... Karen Fogg ve patronlarının yürürlüğe koyduğu bu plan, aynen uygulanmaktadır. Avrupa Parlamentosu, Türkiye'ye defalarca "Kıbrıs'tan işgalci askeri güçlerinizi çekin" çağrısında bulunmuştur. 26 yıldan beri Kıbrıs'ta güven ve istikrarı sağlayan Türk ordusunu işgal gücü gibi gösteren bu zihniyetin çıkarlarına alet olmayalım. Kıbrıs Osmanlı'dan İngiliz hakimiyetine geçerken Ada'daki Türk nüfusu toplam nüfusun yüzde 44'ü idi. Rum mezalimi, adaletsiz İngiliz yönetimi Türk cemaatini yüzde 25'lere düşürmüştür. Türk ordusu olmasaydı bugün Kıbrıs'ta bir Türk varlığından sözetmek mümkün olmayacaktı. Avrupa Birliği'nin büyük Kıbrıs davamızın önüne geçmesine izin veremeyiz. Kıbrıs ile Avrupa Birliği'nin aynı potada değerlendirilmesi tuzaktır. Annan Planı'nın özü şudur: "Birinci aşamada Türkleri Ada'dan çıkartın. İkinci aşamada Kıbrıslı Türkleri asimile edin. Üçüncü aşamada ise Kıbrıs'ta tek bir ulus olsun." Annan Planı'nın kabul edilmesi için miting düzenleyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası'nın Başkanı Ali Eren'e soruyorum: Siz kime hizmet ediyorsunuz? AB'nin Kıbrıs'taki "Truva atı" siz misiniz? Avrupa Birliği'nin sözcülüğünü üstlenmek size mi kaldı? 10 bin öğrenciyi miting alanına götürmek için harcadığınız paranın kaynağı nedir? Avrupa Birliği'nden 750 bin euro aldığınız doğru mudur? Kıbrıs Türk Ticaret Odası'nın tutumunu şiddetle kınıyorum. 1999 yılında "kardeş oda" seçtiğimiz Kıbrıs Türk Ticaret Odası'yla ilişkilerimizi donduruyoruz. Türkiye'deki bazı işadamları derneklerine de uyarıda bulunmak istiyorum. Bağımsızlık para ve zenginlikten önde gelir. Bu ülkenin kuruluş kriterlerini Avrupa Birliği kriterlerine heba etmeyin.