Ermeniler, Türk'ün olan ne kadar çok değere sahiplenirlerse, tezlerini o kadar güçlendireceklerini sanıyorlar. Özellikle bilim ve sanat dalında Türk ulusunun oluşturduğu değerleri Ermenizasyona, yani Ermenileştirmeye büyük gayret gösteriyorlar. Son günlerde, "Sarı Gelin"den sonra ünlü " Çırpınırdı Karadeniz" şarkısına kancayı attılar. Neymiş şarkı Ermeni bir bestecininmiş. Kocaman bir yalan!.. Şarkının sözleri, Azerbaycan'ın en büyük şairlerinden Ahmet Cevat'a aittir. Bakü'yü Ermeni işgalinden kurtaran Türk ordusuna duyulan şükran duyguları ile yazılmıştır. Şiirin asıl ismi de "Yol Ver Türk'ün Bayrağına"dır... Bu şiirin bestecisi de Üzeyir Hacıbeyli'dir. Bu zat, ilk Türk operasının da bestecisi, çok ünlü bir sanat adamıydı. Hacıbeyli'nin "Çırpınırdı Karadeniz" dahil tüm bestelerinin orijinal el yazmaları, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Nizami Sanat Müzesi'nde korunmaktadır. Ancak Ermeniler buna rağmen şirretliklerini sürdürürler... *** Ve aydın kisvesi altında Türk düşmanlığı yapan bir kısım "yerli zevat" ise çanak tutar Ermeni hırsızlığına... Aslında yeni değildir aslını inkâr etmek, öz değerlerini başkalarına satmak... Turgut Özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" adlı, Kurtuluş Savaşı'nı konu alan muhteşem romanında da çok çarpıcı bir örnek vardır, bu tip beyinler için... Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerinin birinde Darülfünun'da (İstanbul Üniversitesi) bir konferans düzenlenir. Fuzuli'nin Türk olup olmadığı tartışmaları, masaya yatırılacaktır. Konferans'ta âlim diye geçinen Rıza Tevfik de konuşacaktır. Rıza Tevfik kürsüye çıkar: "Sizi merakta bırakmamak için kanaatimi hemen söyleyeceğim, sonra da iddiamı kanıtlayacağım. Fuzuli, Türk değil, Acem'dir." Ön sırada oturan Süleyman Nazif ayağa kalkar: "Yanılıyorsunuz, Fuzuli özbeöz Türk'tür, Azeri Türk'üdür!" Türk'tür, değildir tartışması sürerken, Rıza Tevfik şöyle der: "Fuzuli'nin Türk olmasından ne çıkar? Siz Türkler, aranıza bir tek Fuzuli'yi almakla ne kazanırsınız?" Bir öğrenci bağırır: "Sen Türk değil misin?" Rıza Tevfik cevap verir: "Hayır, değilim, Türklükten çoktan istifa ettim. Türk'ün kılıcından başka övünecek nesi vardı? O da bitti. Hâlâ İstanbul'da oturabiliyorsanız, bunu büyük devletlerin İslam âlemine duyduğu saygıya borçlusunuz." Öğrenciler ayağa fırlar, Rıza Tevfik'i protesto etmektedirler, "Filozof" diklenir: "Bana bakın, İngilizler burada oldukça, kimse beni susturamaz, istediğimi söylerim, bana bir halt edemezsiniz." Öğrenciler çok hiddetlenir ve feslerini kürsüye fırlatırlar. Rıza Tevfik de bu protesto karşısında daha fazla direnemez ve koşar adımlarla salonu terkeder... *** SON SÖZ: Kötü âlimler cehennemin köprüleridir. Hz. Muhammed