Ankara Ticaret Odası olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz ve sık sık da gündeme getirdiğimiz sıcak para konusu, geçen haftanın gündeminde önemli bir yer tuttu. Hükümet ve ekonomi yönetimi, sıcak para konusundaki uyarıları dikkate almalıdır. Türkiye tam bir "sıcak para cenneti..." Türkiye'nin ürettiği tüm ekonomik değerler, sıcak para tacirleri tarafından yurtdışına transfer ediliyor. Dolardaki iniş-çıkışları anlamlandırmak isteyenleri aydınlatmak ve Türkiye ekonomisine verdiği zararlara dikkat çekmek için yaptığımız hesaplamaya göre, spekülatörler dünyanın hiçbir ülkesinde onlarca yılda kazanamayacakları parayı Türkiye'de birkaç ayda kazanıyorlar. 2001 yılı Ekim ayında, yabancı bir yatırımcı, elinde bulunan 1 milyon doları, dönemin dolar kuru olan 1 milyon 590 bin liradan bozdurup, eline geçen 1 trilyon 590 milyar lirayı, ortalama yüzde 65 faizle bankalarda değerlendirmeye başladığında, 18 ay sonra bu parayı 4 trilyon 100 milyar liraya çıkarabiliyor. Bu para, doların 1 milyon 590 bin lira olduğu Nisan 2003 tarihinde dolara çevrildiğinde, yatırımcının eline 2 milyon 578 bin dolar geçiyor. Buna göre 1 milyon dolarla Türkiye'de 18 ayda dolar cinsinden yüzde 157.8 para kazanabilen bir spekülatör, ayda net 87 bin 670 dolar, günde 2 bin 922 dolar, saatte 122 dolar para kazanıyor. Bir spekülatör, Türkiye'de yaklaşık 7 günde elde ettiği rant gelirini Amerika'da ancak 1 yılda elde edebiliyor. Bir spekülatörün, yıllık yüzde 1.2 faizle Japonya'da 75 yılda, yıllık yüzde 1.9 faizle Avrupa Birliği ülkelerinde 47 yılda, yıllık yüzde 2 faizle ABD'de 45 yılda kazanacağı faizi Türkiye'de sadece 18 ayda kazanması mümkün... Sözünü ettiğim dönemde dolar kuru aynı düzeyde kaldı. Bu dönem zarfında Türk Lirası'nda aşırı değerlenme emareleri ortaya çıktı. Bu durum tek başına kriz habercisi değil ancak, kriz tetikleyicisidir. Bir yandan uluslararası spekülatörler ulusal sermayemizin kanı ile beslenirken, diğer yandan ihracatta yaşanacak daralma ve ithalatta meydana gelecek sıçrama, ekonomiyi zora sokar. Türkiye ekonomisini sürekli olarak tehdit altında tutan sıcak para için önlem alınması gerekir ki bu önlemlerden biri de vergi konulmasıdır. Asgari ücret vergilendirilirken, taşıttan, emlaktan ek vergi alınırken, sıcak paradan vergi alınmamaktadır. Türkiye ekonomisinde yaşanan belirsizlikler, sıcak para hareketleri için zemin oluşturuyor. Çözümün yabancı sermayeyi ürkütmeyecek bir Sermaye Hareketleri Denetim Yasası çıkartılması olduğunu düşünüyoruz. Sermaye Hareketleri Denetim Yasası çerçevesinde vadesi bir yıla kadar olan dış kaynaklı kredilerin anaparaları üzerinden, kredilerin ülkeye girişinde yüzde 1-2 oranında bir vergi alınabilir. Sermaye akımlarına "minimum ülkede kalma süresi" uygulanarak yabancı sermaye giriş ve çıkışı denetlenebilir. Ülkelerin içine sürüklendikleri mali krizlerin tek olmasa bile en önemli nedenlerinden biri olan sıcak para akımlarının ülke ekonomisi ve sosyal dengesini alt üst edecek güçte olduğu düşünülürse, getirilecek düzenlemeler istikrarı korumada önemli birer araç olacaktır. Sağlanacak olan istikrar da ülkeye uzun vadeli sermaye yatırımlarının girişini özendirecektir.