Çeyrek asırdır enflasyonu düşürememesi, istikrarlı büyümeyi sağlayamaması nedeniyle sık sık krizlerin pençesine düşen Türkiye, iddia edilenin aksine seçeneksiz değildir. Farklı çözüm modelleri mevcuttur. Kahvehane sayısının 400 bin, meyhane sayısının 15 bin, sinemaya gitmeyenlerin ve kitap okumayanların sayısının 40 milyon olduğu, nüfusun yüzde 62'sinin tatil amaçlı seyahat etmediği ve en tepedeki yüzde 1'lik gelirin en aşağıdaki yüzde 1'lik gelirden 236 kat daha fazla olduğu bir ülkenin her yıl istikrarlı bir şekilde yüzde 9 büyütülmesi gerekir. Aksi halde, bugün olduğu gibi yarın da her bin çocuktan 61'i beş yaşından önce ölecek, 3 milyon çocuk 1.5 dolarlık fakirlik sınırının altında yaşıyacak, her yıl 125 bin çocuk hiç eğitim görmeyecek ve her 100 çocuktan 21'i okuma yazma bilmeyecektir. Bu sorunları çözecek kaynakları nereden bulacağımız ise gelecek 20 yılın en önemli sorusu olarak karşımızda durmaktadır. Bunu borç alarak mı başaracağız yoksa içerde üreterek mi başaracağız? İşte cevap verilmesi gereken soru budur! Türkiye'nin en önemli sıkıntısı toplumun hedeflerini yitirmiş olmasıdır. Bunun için, çoktandır vizyonunu kaybetmiş bu toplumun önüne yeni hedefler konulması gerekmektedir. Türk toplumu tıpkı 1919 yılında olduğu gibi, yeni bir başkaldırı yapmalıdır. Bu başkaldırı, Kurtuluş Savaşı yıllarında olduğu gibi toplumun kendi gücü ile başlatılacak ve başarıya ulaştırılacak bir kalkışmadır. Türkiye uzun süredir planlı ekonomiyi unutmuş, TBMM'de bir gecede kabul edilen ve sonra tozlu raflara kaldırılan 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın yerini IMF'nin üç yıllık programı almıştır. Oysa, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı tartışmaya açılmalı ve yeniden düzenlenerek "Ulusal Heyecan ve Moral Projesi" olarak uygulamaya konmalı, TBMM'de özel bir oturumda ele alınarak bir "ulusal diriliş programı"na dönüştürülmelidir. Bu program ülkenin ve toplumun geleceği için "Toplumsal Yemin" niteliğinde olmalı, iktidarlar değişse bile, iktidarı devralacak olanlar tarafından kesintisiz olarak sürdürülmelidir. TBMM, 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI'nda yani Meclis'in açıldığı günün yıldönümünde, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında toplanmalıdır. "Özel gündemli" bu oturumda "Ulusal Diriliş Programı" imzalanıp tüm ulusa ve dünyaya ilan edilmelidir. Alternatif yok diyenlere saygıyla duyurulur.