Kesin olan birşey var; adamlar bizden iyi. Kafa kafaya oynamamız mümkün değil. İki doksan sonunda netice alınacak, turu atlamak için öne geçmek lâzım. İyi de nasıl? Topa bir başka temas ediyorlar. Okşuyorlar neredeyse. Kalabalıklar arasında kıl çeker gibi kolaya çıkarıyorlar. Giderken tereddütlüydük... Maç başladı, korkuda haklı olduğumuzu gördük. Giyotinin altına yatmış idamlık gibi inecek darbeyi beklerken ilk kırkbeşin düdüğü çaldı. Tabelada eşitlik yazıyordu. Sağlıklı bir değerlendirmeyle turun hiç de zor olmadığını düşündüm. Aklımızı kullanırsak başarabiliriz noktasına takıldım. Sadece topa şekilli dokunuyorlar. Süslüyorlar, seyredene zevk veriyorlar, işte hepsi o kadar. Bizim olduğu kadar, onların da problemi gol... Rakibe göre taktiği eksiksiz kurmuş Samet hoca... Böyle bir güce karşı nasıl durulursa onu hazırlamış. Daha baştan Sommers'e attığı kement yerindeydi. Çok çalım yedik ama yarım pozisyon ile devreyi bitirdik. Savunmada işler yolunda gitti. Öbür kaleye doğru bir terslik vardı. Çok uygun hızlı hücum fırsatları yakaladık. Ya acele ettik ya da geç kaldık. Yani takım savunmasında dengeyi kurduk ileri doğru dağınık kaldık. İkinci devre değişti düşünceler. Daha çok koşuyorduk. Alıştıkça biz de topa yön veriyorduk. Giyotini kaldırdık ortadan bir gole kaldı herşey. Üçüncü, dördüncü devresi var bu işin. Hasar görmeden tanıdık herifleri. Avni Aker'de bitiririz işlerini.