Yaz geldi. Her yer cıvıl cıvıl insan kaynıyor. Sokaklar, caddeler, parklar, sahiller, mesire yerleri... Baharın ve yazın verdiği sıcak enerji insanlara yansımış, daha bir coşkulu, daha bir neşeliler. Giyilen kıyafetler mevsimin şartlarına uymuş. Rengârenk elbiseler içinde insanlar, kışın ağır giysilerini atmışlar, daha bir rahatlar. Eee! Modacılar boş durmuyor tabii. Her mevsime uygun giysileri, bin bir motif ve tasarımlarla insanların beğenisine sunuyorlar. Buraya kadar her şey sıcak, iyi, hoş... Ama!.. Giyim tarzı, bir kültürdür. Kültürler, toplumların dışa yansıyan yüzüdür. Milletler, kültürleri ile ayırt edilirler, kültürleri ile yaşarlar. Eğer dışarıya verebilecek, örnek olabilecek bir kültürünüz kalmamışsa, ve dışarıdan bir kültürü (teknoloji ve bilim hariç) kendi kültürünüze tercih etmeye başlamışsanız, o zaman çöküş başlamış demektir. Bugün renklerinizi kaybedersiniz, yarın kıyafetlerinizi, öbür gün dilinizi, daha öbür gün inancınızı, kişiliğinizi, ülkünüzü, milletinizi ve geleceğinizi... Bir ülkeye illaki top ve tüfekle girilmiyor ki artık. Savaş ille de meydanlarda yapılmıyor ki. Beyinler satın alındıktan sonra, erozyona uğradıktan sonra teslim alınmayacak ne kalıyor geriye? Dünyada yaşayan birçok milletin, kendine özgü kuralları, yaşayış kültürü, ahlak anlayışı, giyim kültürü var. Her biri elbette kendi içinde, kendi toplumunda, kendine göre değerlidir, yüz yılların birikimidir, eseridir. Zaten, kültürdeki bu renklilikler değil midir insanları diyar diyar gezdiren? Yoksa, bir Amerikalı taa Amerika'dan niye gelsin Türkiye'ye. Eğer aynı renkleri, aynı simaları, aynı kültürü görecekse... Bizde görmek istediği, dünyanın hayranlık duyduğu, örnek aldığı asırlar evvelinden gelen değerlerimiz var. 5 bin yıllık "Türk Kültürü", bin yıldır "İslam Medeniyeti" ile bütünleşmiş, zengin bir tarih ve kültür birikimi olan kaç millet var dünyada. Mimarimiz mi geri, giyim kültürümüz mü eksik, toplum ahlakımız mı, tarihimiz mi, edebiyatımız mı, sanatımız mı? Ne? Kendimizde eksiklik duyacağımız bir neden var mı acaba? *** Evet her şey iyi hoş da, bir "ama" var, kendimizi sorgulayacağımız... Genellikle orta yaş ve üstü insanımızın daha oturaklı, toplum kültürümüze daha uygun kıyafetleri tercih ettiğini görüyoruz. Fakat, bazı gençlerde rastladığım (gençlerin büyük kısmını tenzih ederek söylüyorum) giyim tarzı beni öylesine şaşırtıyor ki. Birisinin "kral çıplak" demesi gerekiyor. Sanki özgürlük olabildiğine sınırsızmış gibi öylesine uçuk, öylesine toplumdan uzak kıyafetler giyiyorlar ki. Hangi kültürü ve toplumu temsil ettikleri de belli değil. Neye benzemeye çalıştıklarını ancak kendileri biliyor. Eskiden kızlarımız daha bir ağırdı, daha bir zarifti, gençlerimiz daha bir saygılı idi. Böyle çarpık kıyafetlerle toplum içinde bulunmaktan ar duymayan gençlere sesleniyorum. Kendinizde neyi eksik hissediyorsunuz, niye başkalarına benzemeye çalışıyorsunuz? İnanın sizin, diğer ülke gençlerinden hiçbir eksiğiniz yok. Üstelik üzerinde yabancı gibi yaşadığınız bu ülkenin insanında, örnek aldıklarınızda olmayan öyle bir aile kültürü ve toplum kültürü var ki... Ve bu konuda örnek aldıklarınız inanın bitme noktasında... Yapmayın gençler! Yarının anneleri, babaları, devlet büyükleri sizler olacaksınız. Yarın bu ülke sizin. Kültürünüzle var olacak, kültürünüzle yaşayacak, kültürünüzle değer bulacaksınız. Başkalarına anlatacağınız bir değeriniz olmazsa, başkalarını dinlersiniz sonra... Yoksa, toplum size her baktığında, eksik kişilik sahibi, kültürden yoksun, kendine yabancı, kayıp bir genç olarak görecek.