Geçenlerde bir arkadaşım geldi. Bayağı kilo almış olduğunu gördüm. - Yahu dedim. Millet obozite ile savaşa başladı. Sen na'pıyorsun böyle? Güldü. -Sorma dedi. Sigarayı bıraktım. İştahım açıldı. -İyi. Dedim. Bu çok daha iyi bir haber. Nasıl oldu bu iş? Sen bildim bileli sigara içiyorsun ve bırakmaya da hiç niyetli görünmüyordun. -Doğru, dedi ve sigarayı bırakma sebebini anlatmaya başladı. -Oğlum ilköğretim son sınıfta okuyordu. Okuyordu ama, öylesine. Orta halli bir öğrenciydi. Onu biraz gayrete getirmek için, "Anadolu lisesi ve fen lisesi imtihanları var. Kazanırsan dile benden ne dilersen" dedim. Durdu, düşündü. Sonra bana dönüp "Baba, senden hiçbir şey istemiyorum. Fakat kazanırsam senden bir tek şey yapmanı isteyeceğim yapar mısın?" dedi. Elbette yaparım, yeter ki sen kazan dedim. "O zaman baba, ben kazanırsam, sen de sigarayı bırakacaksın. Senden bir tek bunu istiyorum. Başka bir şey istemem" dedi. Önce şaşırdım. Sigara deyince şöyle bir durdum. Sigara bu, öyle ha deyince nasıl bırakılır? Nerdeyse bir ömür arkadaşlık etmiş bana. Şimdi iş tersine döndü. Bu zamane gençleri ile hiçbir şey konuşulmaya gelmiyor, dedim içimden. Yüzüne baktım. Acaba, ben onu gayrete getireyim diye teşvik etmeye çalıştığımı, anladı da "baba senin sigarayı bırakman ne kadar zorsa, benim de kazanmam o kadar zor" mu demek istiyordu? Hayır!.. Bakışlarından, duruşundan gayet içten bir teklif yaptığını fark ettim. Duygulanmıştım... Oğlumun, benden böyle bir şey istemesi, sağlığımı düşünmesi, böyle bir şuurda olması, bir babanın, evladından görebileceği en güzel davranışlardandı. Ben de, ondan daha avantajlı, sistemli çalışan çocuklar içinden, onun, böyle bir imtihanda başarı sağlayacağını pek beklemiyordum açıkçası. Sadece bir şansını denemesi için gayrete getirmek istemiştim. Ama o ciddiye aldı ve hiç ummadığım bir teklifle karşıma çıktı. Ben de peki dedim. Söz!.. Cebimden sigara paketini çıkardım. Onun yatağının başına astım. İşte dedim. Bu paket, sen imtihanı kazandığın gün, oradan inecek ve bir daha asla sigara içmeyeceğim. Anlaştık mı? "anlaştık" dedi. Sayılı günler çabuk geçer. İmtihan günü geldi çattı. Oğlum fen lisesi imtihanlarına girdi. İnanır mısın? Kazandı. Hem de beşinci olarak. Hiç ummuyordum ama kazandı. ... Arkadaşım, anlatmayı kesti. Gözleri doldu birden. Boğazına bir şey düğümlenmişti sanki. Yutkundu. Zorlukla konuştu: "Onun" dedi, "beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum. Yoğun çalıştığım için farkına varmamıştım. Sabahlara kadar ders çalıştığı zamanlar olmuş, 'babama sigarayı bıraktıracağım!' diye..." Böyle bir delikanlının arzusunu yerine getirmez miyim hiç? İmtihanı kazandığı gün, yatağının başucunda asılı paketi parçaladım. Artık sigara içmiyorum. ** Evet, arkadaşımın oğlu ödülünü, hem babasını sigarayı bıraktırarak, hem de fen lisesini 5.'likle kazanarak almıştı. Arkadaşım mı? Onun için en büyük ödül oğlu zaten. Ne mutlu böyle evladı olan babalara! Öyle değil mi? Aferin Buğra. Senin gibi gençlere bu ülkenin çok ihtiyacı var. Sen sadece ailen için değil, yaşadığın çevre, toplum ve ülken için de bir değersin. Ne yaptığını, niçin yaptığını bilen gençlerin ardından yürümeye hazırız. Ben gençleri seviyorum. Şimdiki gençlik, çok daha duyarlı. Çok daha samimi. Yeter ki onlarla diyalog kurulabilecek ortak bir dille konuşulsun. Öyle değil mi gençler! Var mısınız, sevdiklerinizi sigaradan vazgeçirmeye? Bu konuda beni haklı çıkaracak girişimlerinizi, ve mektuplarınızı bekliyorum. Size güveniyorum...