Bu bayram buruk geçti. Bayramda asker oğluna sarılıp, sevinç gözyaşları dökerek hasret giderecekken analar; hain kurşunlara hedef olup şehit düşmüş Mehmet'in, al bayrağa sarılı tabutuna sarıldı. Yüreği yana yana ağladı, hüzün gözyaşları döktü. Nice hain kurşunlara şehitler verdi bu millet. Ama bu bayram pek acı geldi. Türk insanının yüreğine ateş düştü. Milletçe ağladık ölenlere, ABD'de Ermeni soykırımı tasarısının kabul edildiği günlerde... Biz başı büyük bir milletiz. Düşmanımız çok bizim. Tarihin hangi sayfasını açsanız Türk'ten bir iz kazınmış. Avrupalı bir tarihçinin "Dünya tarihinden Türkleri çıkarırsanız geriye tarih kalmaz ki" dediği gibi tarihe yön veren milletiz biz. Evet, dünya tarihini etkileyecek çok işler yapmışız, Allah için, vatan için, namus için savaşmışız ama, tarih boyunca yapmadığımız bir şey var. Aman dileyen düşmana el kaldırmamışız. Düşman da olsa su vermişiz, yarasını sarmışız. Ama katliam yapmamışız. Soykırım ise asla... Bunun için çok uzağa gitmeye gerek yok. Yakın tarihimiz Çanakkale'ye baksınlar. Anzak askerlerinin hatıralarına bir göz atsınlar. Biz, ölürüz. Fakat katliam yapmayız. Soykırım yapmayız. ** Geçen haftaki yazımda, bazı ülkeler tarafından 200 yıldır planlanan Ermeni entrikalarından ve "Ermeni soykırımı" yalanından bahsetmiştim. Şimdi de kardeşi kardeşe kırdırmak için yaklaşık 100 yıldır, Ermeni senaryosuna benzeyen bir oyunu, bu kez güneydoğuda, asırlar boyunca bağrımızda yaşayan kardeşlerimiz için tezgâhlıyorlar. Binlerce genci parayla, çeşitli imkan ve vaatlerle kandırarak kamplarda eğitip, Türk askerinin, Türk insanının üzerine salıyorlar. Hain pusularla vatan evlatlarının canına kıyıyorlar. Geride gözü yaşlı anneler, babalar, yavuklular bırakarak... Bu bayram bu sebeple gülmedi gülen gözler. Dinmedi bir türlü, yüreği yanık anaların gözyaşı... Dünyada teröre lanet okuyanlar, terör diye diye ülkeler basanlar, ne hikmetse 35 bin Türk vatandaşının hayatına mal olan "PKK" terörünün hamiliğini üstlenmiş durumdalar. Öyle bir zamanda Ermeni meselesini gündeme taşıyorlar ki, Türkiye teröre karşı büyük bir müdahalede bulunsa, "Zaten bunlar geçmişte Ermenileri katletmişti (!) şimdi de başka bir soykırıma giriştiler" diyecekler. Kılıf hazır. Bu milleti aptal mı sanıyorlar? ** Madem katliamları masaya yatırdınız. Sırası gelmişken, tarihte kara lekeler halinde duran, medeni(!) Batı'nın oldukça kabarık olan "Soykırım dosyası"nı açıp, bazılarını sorgulayalım öyleyse. Hadi buyurun!.. * 1830'da Kuzey Afrika'yı işgal eden Fransızlar, 1954 yılından itibaren 8 yıl içinde 1.5 milyon Cezayirli Müslümanı katlettiler. * Almanlar, mükemmel Alman ırkı hedefiyle, 1.5 milyon Çingeneyi, 6 milyon Yahudi'yi, toplama kamplarında toplayıp, topluca katlettiler. * 1857'de Delhi yakınlarında özgürlük isteyen Hintlilerin hareketini, işgalci İngilizler ırk savaşına dönüştürdü. 1876 yılına kadar Hindistan'da 25 milyon insanı katlettiler. * İngilizler, 1890 yılında Kenya ve Uganda'yı işgal ettiler. 1953 yılına kadar 138 bin Afrikalıyı gözaltına aldılar. Baskınlar yapıldı, köyler yakıldı, 39 toplama kampında 70 bin Kenyalı tutsak edildi ve bu süreç zarfında 30 bin Kenyalı vahşice katledildi. * 1788-1938 yılları arasında İngiltere Avustralya'da da soykırım yaptı. İngilizler Avustralya'ya ayak bastığında 750 bin olan yerli nüfus, 1911'de 30 bine düşmüştü. Avustralya'nın yerli halkı "Aborjin"leri hayvan ırkı diyerek, büyük bir hınçla katlettiler. Bununla da büyük övünç duydular. * Kristof Kolomb 1492'de Amerika'ya ayak bastığında, kıtada 100 milyon yerli (Kızılderili) yaşıyordu. Aynı dönemde, Avrupa'da 60 milyon, Afrika'da ise 70 milyon insan yaşıyordu. Beyaz adam, öylesine bir soykırım yaptı ki, bugün Amerika'daki Kızılderili nüfusu yok denecek kadar azalmış durumda. * Ya 1992'de Azerbaycan Hocalı'da, teröre karşı(!) çıkan Batı tarafından deprem yardımı diyerek silahlandırılan Ermenilerin, hunharca katlettiği Azeri insanlar... Unutuldu mu? Hazır dosyalar açılmışken, mazlum halkların haklarını geri vermek lazım. Öyle değil mi? Hadi bakalım kolay gelsin. Şimdi sıra hangi soykırımda?