...gibi bir şey!

A -
A +
Bir yanda CAS'tan doğma, Platini'den olma nur topu gibi bir dert... Diğer yanda; belki de mevcut yönetimine rağmen küllerinden doğmaya çalışan bir takım... Ayağa kalkmak üzereyken cezasına tedbir demeyi seçerek kandırmacalara çalım atmaya çalışan bir başka takım...

Kendini; ben onun evini soyup parasını çalmadım ki, ben gitar çaldım şeklinde savunmak gibi bir şey...
Kongreyi iki aydan fazlaya öteleyip gönüldaşlarının tümünün hafıza boyutlarını ve kapasitesini bir balıkla eş değer tutmak gibi bir şey...
Evin içi toz toprak içindeyken 'sokak pis ve tozlu ama'  diyerek mazeret uydurmaya çalışmak gibi bir şey...
Bizim 'yeterli delil'  gibi görmek istemediğimiz şeyleri UEFA'nın 'fazlasıyla yeterli delil'  gibi görmesini art niyet ve düşmanlık safsatası ile göğüslemek, önce kendini sonra da milyonlarca taraftarını aptal yerine koymak gibi bir şey...
İki yıl önce başvurup sonra geri çekmek ve daha üç hafta önce kapısında el pençe divan bekleştiği son kademe yargıyı, basit bir dernek seviyesine indirerek göz boyamaya çalışmak gibi bir şey...
Bu denli rezalet ve skandalın ardından hâlâ daha 'teşekkür'  bekleyen bir Federasyon başkanına sahip olmak, bir uyuşturucu müptelasının narkotik şubenin başına atanması gibi bir şey...
Bir-iki sansasyonel galibiyet, ucuna eklenmiş bir derbi zaferi ve iki ay sonrasında lider olabilmek, aşıklarının meşke dalıp avunacağını sanmak üzerine kurulmuş bir 'her şey unutulur'  sistemi gibi bir şey...
Orada oldukları sürece rezaletin takımlarına yapışık kalmasına rıza göstermek ve lekeyi alıp gidecek cesareti gösterememek gibi bir şey...
Mertçe gidecek cesareti bulamayıp; yıpranmış, çökmüş ve arkasından teneke çalınarak gitmek gibi bir şey...
Arkalarından teneke çaldığı  Saran-Aydınlar-Kutlualp-Alex  gibi isimlerin kırmızı balmumu ve davul zurna ile gelişini seyretmek gibi bir şey...
SARAN-AYDINLAR SİNERJİSİ... 
Çare; günü bırakın saat bile kaybetmeden Saadettin Saran veya Mehmet Ali Aydınlar kalitesine ve temizliğine takımı emanet etmektir.
Her ikisi de Fenerbahçe'yi uçurur...
Hem kültür zenginliği, saygınlıkları ve para güçlerinden daha önemlisi parayı doğru ve iyi ve başarılı idare edebilmeleri nedeniyle camiayı herkesin sevgilisi haline getirirler.
Esirgenen saygınlığı hemen alırlar...
Keşke; Saran-Aydınlar-Kutlualp konsensüsü sağlansa, güçler birleşse ve gidenler bu asırlık lekeyi alıp gitse...
HALUK ULUSOY  
Elbet sonunda bu Federasyon ve tüm kurulları çökecek...
Benim adayım en başından beri Haluk Ulusoy'dur...
Ortada bir UEFA Kupası kazanmış bir ülke takımı ve bir de dünya üçüncülüğü varsa, Ulusoy'un başkanlığını asla tartışmam.
Bugün kuradan asla çıkmaması gereken tek ülkenin bir takımı çıktıysa ve alacağı her puanı tolore etmek için Galatasaray ve Trabzonspor'un anası ağlayacaksa ve Kıbrıs Rum Kesimi ile çekişmek durumuna düşmüşsek; bu bile yeter şimdikilerin gitmesi, daha önce BAŞARMIŞ olanların gelmesi için...

İyimser olayım diyorum, nafile... Olamıyorum...
Kötümser olmam gerekiyor, içim almıyor.
İyimser uçak yapmayı becermiş, kötümser ise paraşütü keşfetmiş hemen...
Çıkamıyorum bir türlü işin içinden...


Yanal'ın vücut dili...
  Bu bir bilimdir...
Ağzınızdan çıkan bir kelimenin tonlanma biçimi bile, ya da oturduğunuz yerde kalça değiştirme biçiminiz bile sizi ele verir.
Topluma konuşurken Dale Carnegie metotları sizi ele verir...
'Benim sistemim...'
'Benim istediğim gibi...'
'Bence...'
'Ben...'
İyi şeyler için bu şekilde başlayan cümleler sizi ele verir...
'Sow bize gelmeliydi...'
'Biz gerekeni yaparız...'
'Çaresini biz buluruz...'
Olumsuz şeyler için de bu şekilde başladığınızda da kendinizi ele vermiş olursunuz...
Yolunda ise 'ben...'
Yoldan çıkınca 'biz...'

S-ÖZ:  (Alev Taşkent Bilgin)
'Sen sen ol, ocağın bacasının eğriliğine bakma, dumanın doğru çıkıp çıkmadığına bak...' 

Orası basit bir dernek... UEFA çatırdayacak... Platini istifa etmek zorunda kalacak... Yargıya güveniyorum...  Yargıya güvenmiyorum... İstifa diye bağırdığınız o koltukları kim yaptırdı biliyor musunuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.