Habere sırtını dönmek

A -
A +

Kanal 1 ekranlarında "Lig De Lig" diye bir spor programı yapıyoruz pazartesi geceleri. Yakalayamayanlar için tanıştırayım. Bizim tarafın "memnun oldum'u" bendeniz, görgü, bilgi ve tecrübesine inandığım farklı bir tat veren İlhami Şarkan ve bu farklı tadı yönlendiren Gökhan Telkenar'dan ibaret. Bir başka "memnun oldum" şeklinde bir konuğumuz oluyor. Geçtiğimiz hafta 3. programı yaptık ve Metin Tokat konuktu. Programın seviyeli tartışmasından hiç beklenmedik bir haber çıktı. Mevlüt Güzel bağlanıverince, Metin hoca da "Denizli maçında koluma girip 'görmemen gerekenleri görüyorsun' şeklinde beni uyarmadın mı" diye bir soru atmaz mı? İşte haber.. Ardından naklen yayın arabasında seyredilen görüntüler, sonrasında Serdar Tatlı'nın soyunma odasına girme denemesi ortaya çıkmaz mı? Buraya kadar her şey normal. Haberde apaçık ortaya çıkmış. Bizim programımız bunu işledi ve görevini yaptı. Bundan sonrası herhalde hasetle ilgili. Program kasetimiz hasetle karşılandı demek ki, sırtlarını döndüler. Özellikle, kendi grupları üretmediği için bunu görmezden gelenlere değil, aynı grubun iyi bir habercisi olan Sabah Spor Servisi'nin de görmezden gelmesine alındım. O programın yankıları, haber değerini zaten belli etti. Bir sonraki gün önemli bir toplantıda benim "Türk futboluna peruk giydirerek güzelleştiren adam" diye altını çizdiğim ve yamuk ilişkilerin miladı olan Bülent Yavuz serzenişte bulundu. Hakem camiası bir hayli karıştı. Zaten kötü yönettikleri bir ligin içinde önemli çapraşık ve çarpık ilişkiler ortaya çıkartılmıştı. Ancak, "ben yapmadıysam bu haber sayılmaz" mantığı, ya da mantıksızlığı, bizi yenmişti. Olsun.. Biz bildiğimiz doğru yolda, kavga çıkarmak için kavga edermiş gibi yapmak yerine, haberin göbeğinde gezinmeye devam edeceğiz. Gökhan devam diyor.. Bizim de gücümüz var. Kanal 1'de Lig De Lig programına bir uğrayıp, henüz tanışmayan varsa bir elimizi sıkmanızı bekliyorum. ------ S-ÖZ Servetin batırdığı insan sayısı, servetin kurtardığı insan sayısından çok fazladır. (Francis Bacon) ----- İyisi-kaygısı "Alın malın iyisini, çekmeyin kaygısını" diye bir sözümüz vardır atalardan kalma. Ali Sami Yen'in kapısına yazmak gerekir. Son senelerde pazardan çürükleri almak konusunda büyük başarı (!) gösteren G.Saray yönetimi, sonunda almamayı öğrendi. Toulouse takımından en iyi adamı alsanız n'olur? G.Saray'ın ihtiyacı, "2 Adnan 1 Gerets" arasından huzuru bulup çıkarmakla ilgilidir. Gerets'in yönetime kadro seçimi ve oyuncu dizilişi ile ilgili mektup yazmasını önlemek gerekir. Ancak ne bunu, ne stadı, ne de transferi yapacak güçleri olmadığını ve kazara sağ tarafa giden Arda'dan gol buldukları için Arda'ya, "sen deli misin, çabuk sola geç" mesajını gönderenlerin kafayı değiştirmesi gerekir. Yoksa tribünler, yeni kafalar takar oraya. ------ FB'nin kurdu Fenerli'dir Türkiye'de "zor" ile tanıştırılmadıkları için Avrupa'da "çok zor" bir maceranın ilk etabını kaybettiler. Sıradan bir İngiliz hakem ne bilir Aziz Yıldırım'ı. Ne bilir Fener'in gücünü. O, zaten sık sık 55 bin kişiye oynamaktadır. Türkiye'de çalınanları İngiliz çalmaz ve "kalk" der eliyle işaret ederek Alex'e.. "Ayakta kal" der.. İhbar eder. Afişe eder. Hatta rezil eder. Ancak, yuhalanıp ıslıklanan Ümit'le Rüştü olur. Çalar Aurelio'ya faulü, Bülent Demirlek çalacak yüreği bulamamışken ceza alanında. Attığını da vermeyebilir. "Avrupa'da ışıklar yakabilen G.Saray'ı yenmek, tüm Avrupa'yı yenmektir" mantık tırmanışını, basamaksız bir merdivende sürdürür. Zevkten nasibin almamış bir tüp bebek imalatı gibidir. Mesela; Alaattin Metin "Can Arat harika, Terim'e şükür, Can F.Bahçe'nin geleceğidir" şeklinde bir yazıdan 5 gün sonra, "Bu Can D.Kiev karşısında nasıl oynatılır" diye yazabilir. Maç çıkışında üzeri formalı bir "hasta Fener'li" göz yaşlarıyla şöyle konuşur; "Bana ne stadı alttan ısıtmalı yapmanızdan? Bana ne G.Saray'ı hep yeniyorsanız.. Bunların gücü buraya yetiyor!" Sonunda Sakarya'ya da yetmedi güçleri. Ve hakem F.Bahçe aleyhine hata yapabildi. Aslında Kuddusi, F.Bahçe'yi yiyen Fenerli kurtların tersine, en büyük iyiliği yaptı F.Bahçe'ye. ------ POST-İT Sistem; ligi peşkeş çektikleri takımları sezon başında belirler. Sezon ortasında rüzgârlara göre bunu değiştirmek hakkı sistemde mevcuttur. Hakemler buna uymak ve bunu uygulamak zorundadır. Hatalar; birilerinin aleyhine yapılamaz, ancak lehine olabilir. Sisteme çomak sokan hakemin kafası kopar. (Hakemin el kitabı) ------ El değmemiş lig isteyenler, Anelka'nın Konya faciasından sonra FB'li yönetim ne yaptıysa onu yapacak.. Yani susacak..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.