Kendi göbeğini...

A -
A +

Kendin keseceksin. Riskin kralını alarak maçı tamamlayan Fatih Terim başta olmak üzere herkesi kutluyorum bunu bize yaşattıkları için... Çift forvet gibi görünen diziliş aslında "biri delici öne-diğeri ortaya beşinci" gibi bir diziliş ile başladı Galatasaray. Zaten bir yandan United'e kulak maça ise öte yandan can veren bir maçtı. Maçın en önemli tarafı stratejinin her dakika değişerek belirlenecek olmasıydı... Oyuna girişimiz sıcak bir bahar gecesi yaşayan Braga namındaki kasabayı (!) hayli ısıttı diyebilirim. Çünkü önde ve atak başladık. Belli ki diğer maça bağlanmış bir kader planlaması yapılmamıştı... Zaten bu nedenle hatırı sayılır pozisyonlar verdik durmadan. Böyle gevelerken oyunu Melo'nun ıskası ve ikramı bizi geri attı. Manchester ise hâlâ berabere. Oraya gitti bizim haber. Oysa biz oradan haber bekliyorduk... Geri düştükten sonra sazı elimize aldık almasına ama çevre kontrolü ve final pası sorunu bir türlü aşamadık. İlk yarı bittiğinde biz UEFA'ya düşmüş, Cluj ise bizim olmamız gereken yere çıkmıştı. Üstelik tabela onların en iyi yaptığı şeyi yani üstüne gelen rakibe kontra çıkışlara çok müsait bir oyuna dönmüştü... İkinci yarıda operasyon bayağı bir risk taşıyordu ve öne çok adamla başladık ama Cluj'un gol attığı haberi gelince statta elle tutulur bir serinlik hissedilmeye başladı ama Burak işte... Bu ligin kralı çakıverdi golü... Ardından Eboue yakaladı şansı ama onun da ayağının çime takılacağı tuttu. Dakikalar umut tüketir gibi geçti son dilimde. Bize gol gerekiyordu kuşların getireceği haberi beklememek için. İlk golün üretici hatayı yapan Melo kaleciyi yatırdı ve Aydın işi kotardı... Kendi göbeğimizi kendimiz kestik sonuç olarak... Ve duyururum ki, grupta yenmediğimiz takım kalmamıştır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.