Beşiktaş'a bir haller olmuş. Sezona fırtına gibi bir giriş yapan önde yaptığı baskıyla rakibini boğan bir takım gitmiş, yerine uyutan bir takım gelmiş.
Dün gece Beşiktaş'ı izlerken zaman zaman gözlerim kapandı. Ne bir baskı, ne bir tempo, futbol adına yapılması gereken hiçbir şeyi sahada göremedim. Buna rağmen sahanın tek iyi ismi Oğuzhan, boş pozisyonda topu kale yerine auta göndermese 3 puan bile gelebilirdi.
Galatasaray mağlubiyetinin ardından sürekli bir düşüş içinde siyah-beyazlılar. Oynadığı son 6 maçta sadece Eskişehirspor'u mağlup edebilen Beşiktaş, bu süreçte tam 12 puan kaybetti. Bu şampiyonluk parolasıyla sezona giren bir takım için çok büyük bir kayıp. Beşiktaş'ın bu yarışta olabilmesi için bir an önce vites yükseltmesi gerekiyor. Ancak siyah-beyazlı futbolcuların neredeyse tamamında büyük bir düşüş gözlemliyorum. Özellikle bazı oyuncuların geçtiğimiz sezonla birlikte kişisel performansları çok düşük seviyede.
Beşiktaş önde baskı yapamadığı gibi orta sahada da çok kolay geçildi. Slaven Bilic'in oyun anlayışında mutlaka değişikliğe gitmesi şart. Hücumda etkisiz oynayan Almeida'nın yerine giren Eneramo, bu takımda oynayabileceğinin sinyallerini verdi.
Hırvat teknik adamın en azından bundan sonraki maçlarda çift forvetli bir oyun sistemiyle çıkması Beşiktaş'ı biraz olsun hareketlendirebilir.
Sonuç olarak Beşiktaş, son 3 haftada kaybettiği 6 puan sonrasında lider Fenerbahçe ile arasındaki puan farkını 7'ye yükseltti. Siyah-beyazlılar, en azından devre arasına kadar bu farkı korumayı başarırsa şampiyonluktan bahsedebilir, yoksa işi çok zor.
KIRILMA ANI