Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Emekli Orman Mühendisi Kenan Ünaldı bey, yıllarca devletin çeşitli kademelerinde hizmet vermiş bir şahsiyet. Öyle olunca hatırası da zaman zaman siyasi içerikli oluyor... İşte Ünaldı beyin, İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan''ın başarılı uygulamalarından yola çıkarak yazdığı birkaç anekdot... "İçişleri Bakanı Sayın Tantan, "Emniyet teşkilatına siyaseti ve siyasetçiyi sokmayacağım" diyor. Ben de diyorum ki, saygıdeğer Bakanım, bu ülkeye bir tek siz değil, sizin gibi Tantanlar lazım. Zira, siyasetin etkili olduğu alan sadece emniyet teşkilatı değildir. Bugün maalesef devletin tüm kurum ve kurullarında ''Tantanlık'' sinyaller var. Belki daha da beteri... Yakınlarda bir yargıcımız, gazetelerde siyasetten adaletin rahatsızlığını dile getiriyordu. Başkalarından misale gerek yok. Ben kendi hayatımdan bazı ilginç kesitler sunacağım sizlere... Tabii, okurken "vah vah" diyeceğinizden de kuşkum yok. Ama bunlar bir vakıadır. Yıllar önceydi... Adana senatörü Mehmet Ünaldı akrabamdı. Aynı zamanda başkan vekiliydi. Teşkilatım tarafından da, benim Adana Bölge Müdürlüğü''ne getirilmem uygun görülmekteydi. Bu haberi alan senatör Mehmet Ünaldı, vakit geçirmeden o zamanki bakanımıza çıkıyor ve bu atamadan vazgeçilmesi ricasında bulunuyor. Bakan soruyor: -Neden? -Şimdi politikacılar bana gelecek, akrabana şunu yaptır, bunu yaptır diyecekler. Biliyorum ki Kenan ağabeyim bu isteklerin çoğunu boşa çevirir. O kanuna ve tüzüğe uymayan hiçbir iş yapmaz. Ama baskıların ardı arkası da kesilmez. Bu durumda ne o huzur içinde olacak, ne de benim başım rahat bulacak. O bakımdan lütfen bu atamadan vazgeçiniz. Böyle bir teklif (!) karşısında sayın bakanın "Mehmet bey, teşkilat bu arkadaşı bu makama layık görmüş. Şimdi biz onun ikbalinin önüne geçersek büyük bir vebal altında kalmış olmaz mıyız? Böylesine bir haksızlık vicdanlara sığar mı?" demesi gerekmez miydi? Gerekirdi ama, bakan da halden anlıyor (!) ve senatörün önerisini kabul ediyor. Akrabam bakanın odasından çıkarken, bizim atama da çöp sepetine gidiyor. Siyasetin cilvesine bakın ki, akraba akrabaya destek olurken bizimki bırakın desteği köstek oluyor... Yine bir başka zaman... Seçim çevresinde bulunduğum bir bakandan bir mektup geliyor. "Filan yerdeki bir bakım memuru, 24 saat sarhoş geziyor ve halkı rahatsız ediyormuş. Bunu derhal görevinden uzaklaştır." Araştırınca gördüm ki, adam hayatta ağzına alkol almamış. Tabii kılına dokundurmadım. Yine birgün... Bir başka ildeyim. Bir gün Ankara postasından bize verilen, hiç alışık olmadığımız 15-20 maaş kadrosu çıkıyor. Bir fikir vermek için bir tanesini söyleyeyim. Marangoz kadrosu mesela. Yahu dostlar, benim maaşlı, masalı, koltuklu marangoza ne ihtiyacım var. Eğer bir yere bir çivi çakılmak gerekirse çağırırım bir usta, veririm ücretini çeker gider. Haa, sebep başka... Çünkü seçmene selam kabilinden, yandaşlara devlet kesesinden peşkeş çekmekte vicdanı sızlamayan politikacı için ihtiyaç mihtiyaç düşünülmeye değer şeyler değildir... Allah korkusu olmayan siyasetçi, siyasetin şerrinden korkan ya da siyasetçinin nüfuzundan yararlanma hesabında olan bürokratın karşısına tabii ki yazdırır sıra sıra kadroyu. Ama ben de, sonucu ne olursa olsun atarım o suni kadroyu çekmeceye, anahtarını koyarım iç cesime. Varsın beni alsınlar görevden. Gönlüm rahat ya... Yine hayatımın en zevkli ve de yararlı hizmeti addettiğim, Türkiye''nin 4. büyük şehrinde belediye başkan yardımcısıyım. Birgün masama bir mektup konuluyor. İmza, belediye başkanının... İçeriği: "Partili arkadaşlar, seni kendilerine yakın bulmuyorlarmış. Başının çaresine bak... Aksi takdirde mezarlık müdürlüğüne atanacaksın..." Tabii bize Allahaısmarladık demek kalıyor. Diyeceğim, bugün Sayın Tantan, emniyat teşkilatını siyasetin etkisinden uzak tutmak için, yasal yetki ve güvenceye sahip bir heyet oluşturup, özellikle memurun tayin, nakil, terfi gibi mukadderatını ilgilendiren iş ve işlemleri bu heyet kanalından geçirmeyi tasarlıyormuş. Tatbikatına intizar etmekle beraber, düşüncenin alkışlanıp tasvip edilmesi mümkün değildir. Tantan, inşallah başarılı olur ve başarısı diğer bakanlıklar için de örnek olur. Ama ben, daha da Tantanlar değil, ikinci bir Tantan dahi çıkacağına ihtimal vermiyorum. Zira bakanların o iki dudağı arasındaki kudret ve yetkiyi öyle bir kurula kolay kolay devretmeyi havsalalarına sığdıracaklarını pek sanmam. Şayet böyle bir kurul işbaşında olsadı, yukarıda anlattığım benim atamam gibi nice atamalar çöp sepetine gitmezdi. Ama bir bakan da kendine başvuran politikacıyı eli boş döndürmez. Çünkü o zaman iki dudağın önemi kalmaz. Biz yine de diyelim ki, memuru iç ve dış tasallutlar yüzünden mağduriyete uğratmaktan kurtaracak tasarılar planlayan Tantan başarılı olsun ve de tekil kalmasın. Başka Tantanlar da çıksın ortaya... Saygılarımla...
ÖNE ÇIKANLAR