17 Ağustos depremi birçok konuda milat oldu. Olmaya da devam ediyor. İstanbul Bahçelievler''den yazan "kiracı" rumuzlu okuyucumuz, oturduğu evin üç katının kaçak olarak yapıldığını, zemin etüdü yapılmadan inşa edildiğini ve İstanbul''da olacak bir depremde buranın kendine mezar olacağını öğreniyor. Kendinden dinliyoruz: "Depremin şokunu atlatmak üzere, eşimi ve çocuklarımı alarak İstanbul dışındaki kayınpederlere gittik. Bir ay sonrası döndüğümüzde baktım bizim alt kattaki kiracı taşınıyor. Şaşırdık: - Hayrola komşu, nereye? - Yahu biz kaçak yapılan katlardan birinde oturuyormuşuz da haberimiz yokmuş. - Ciddi misin? - Evet evet... Bir depremde tuzla buz olacakmışız. Allah korudu bizi Allah... Adamın hem eşya taşıyıp hem konuşmasını dinlerken kalbimin küt küt attığını hissettim. Bu adam benim bir altımda oturduğuna göre, benim oturduğum kat kesin kaçaktı demek ki? Hiç ses çıkarmadan dairemize çıktık ama sanki binaya değil mezara girer gibiydik. Bir üst katımıza baktığımızda oradaki komşumuzun çoktan taşındığını gördük. Tamamdı. Burada kalınması mümkün değildi. Hanıma dedim ki: - Yarından tezi yok, sağlam ev arayacağız. - Arayalım. Ertesi günden itibaren başladık ev aramaya. Ama deprem öncesi ev aramak kolaydı. Çünkü boş olarak bir daire aranıyor, sağlamlığı etüdü metüdü sorulmuyordu. Oysa şimdi bilinçlenmeye başlamıştık. Biz nasıl olursa olsun bir daire değil, sağlam bir daire arıyorduk. o zaman ciddi bir düşünce aldı beni. Sağlam bir ev nasıl bulacağız? Sağlam olduğunu nasıl anlayacağız? Artık semt semt, mahalle mahalle dolaşmaya başladık. Emlakçılara uğruyor, soruyorduk. Eyvah, kiralık evler bir anda iki katına çıkmıştı bile... Üstelik emlakçıların kimseye minneti de yoktu. - Bize bu fiattan denildi beyefendi. Hesabına gelirse tutarsın. - Sağlamlığı konusunda? - Orasını bilemem. Tercih senin. Şöyle gönlümüzce rahat edebileceğimiz bir ev bulamayacak mıydık? Ataköy''deki evler, İhlas''ın binaları gibi bazı binalar tünel kalıp mı ne diyorlar o sisteme göre yapılmış. Depreme dayanıklıymış ama kiralarına güç yetmiyor ki... Ne yapalım ne edelim derken, aklımıza İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptırdığı konutlar geldi. O binaların da depreme dayanıklı olarak inşa edildiği söyleniyordu. Bunu duyar duymaz soluğu İkitelli''deki Başak konutlarında aldım. Emlakçılar var ama, kiralık ev bulmak zor. Diyorlar ki: - Sizden önce dört kişi var sırada. İsterseniz sizi de yazalım. Vay bee, şimdi koca şehirde ciddi anlamda ev bulamayacağız öyle mi? Döne döne başımızın döndüğü bir gün, yine bir emlakçıya gittik. Adama halimizi anlattım: - Beyefendi bizim normalde kiralık ev derdimiz yok. Ancak oturduğumuz apartmanın son üç katının kaçak olarak yapıldığını söylüyorlar. Herkes taşındı, bir biz kaldık. Bile bile o evde oturamayız. O bakımdan acilen bir ev bulmamız gerekiyor. Ne olur bize yardımcı olun. Emlakçı, masanın üzerinde duran gazetenin sayfalarını çevirirken mırıldandı: - Bende öyle bir ev yok. Ama şurada bir ilan gözüme çarptı. O da bizim bölgede. Kiralık ev dediklerine göre arayabiliriz. Dur bir arayayım bakayım. - Ne olursun, bir iyilik yap be ustam. Emlakçı, gazete ilanında yazılı olan meslektaşını aradı. Evin halen kiralık olduğunu öğrenince de, gözlerimin içine bakarak, telefonda cevap verdi: - O halde kiraya tutacak olan beyefendiyle geliyoruz. Ben de kafamı salladım, "Tamam gidelim" diye. Emlakçı telefonu kapattı. Ardından çalışma prensibini söyledi: - Şimdi oraya gidiyoruz. O emlakçı komisyon alacak. Ama ben de emlakçıyım. Ben de komisyonumu isterim. Anlaşırsak öyle gidelim. - Ne yapalım kabul beyefendi. Sağlam bir ev bulmak için katlanacaktım elbet. Emlakçıyla beraber, telefonda konuşulan diğer emlakçıya gittik. Adam ev hakkında epey methiyeler düzdükten sonra, bizi alıp evi gezdirecekti. Ama önce ikisinin komisyonda anlaşması lazımdı. Hayret ettim. Olduğum yerde donakaldım. Zavallı kiracı ev derdindeyken, onlar aç kurtlar gibi komisyon paylaşıyordu. Daha ne ev gördük ne anlaştık. Sadece kiralamaya karar verdik. Ben nereden düşmüştüm bunların eline? Gel de meraklanma... _* Devamı yarın

